Powerslave ingiliz HM grubu Iron Maiden’in 5. albümü, 3 Eylül 1984’de piyasa çıktı.Iron maiden grubunun en gizemli albümlerinden biri olma özelliğini kazanmıştır. Her çeşit konuya yer vermişlerdir. O dönemlere baktığımızda elemanlar genç ve dinamik kafa zehir gibi çalışıyor. Bunlar normal insanların anlayacağı konular değil.İçinizden Bunları anlasa anlasa filozof anlar diyebilirsiniz. O dönemlerde çoğu grup albüm çıkarmıştı. Iron Maiden ise gizemli albümüyle noktayı koymuştu. Iron Maiden Nwobhm akımının öncü gruplarından biriydi. Tank,Def leppard,Saxon gibi gruplar o döneme damgasını vurmuştu. Bir yandan insanlar konserlere geliyordu. Çılgınca eğleniyorlardı. İşte öyle bir yıldı albümün çıktığı yıl.
Kapak resmindeki Mısır teması ve aynı şekilde albümle aynı isimli olan şarknının Mısır temalı müzik stiliyle dikkat çekici bir albüm. Samuel Taylor Coleridge’in "Rime of the Ancient Mariner"isimli şiirinin müzikal olarak tekrardan söylenişini içeriyor albüm. Şarkı şiirin bir bölümünü şarkı sözü olarak kullanıyor, ve 13 dakika 38 saniye ile en uzun Iron Maiden şarkısı. Ayrıca bir önceki albümle tıpatıp aynı kadrosu olan ilk Iron Maiden albümü. Ayrıca grubun şu ana kadar ki son enstrumantal parçasını içeren şarkılarından biri de bu Losfer Words Big Orra'dır.
2 Minutes to Midnight ve "Aces High single olarak piyasaya çıktılar, ve neredeyse grubun her turnesinde çalınan şarkılar oldular.
1995 tekrar piyasaya sürülen albüm bir Bonus CD içeriyor. O CD orijinal singleların B trafaında ki şarkıları içeriyor.
1998 tekrar piyasaya çıkan albüm bu seferde extra bir multimedya bölümü ile satışa sunuldu. Bu bölüm "Aces High" ve "2 Minutes to Midnight"ın videolarını içeriyordu.
Kerrang Tarafından satışa sununlan Maiden Heaven: A Tribute to Iron Maiden” adlı tribute albümde, 2 Minutes to Midnight"ın Glamour Of The Kill tarafından yapılmış ve "Flash of the Blade”in Avenged Sevenfold tarafından yapılmış 2 Powerslave coverı var.
World Slavery Tour bu albümün turnesiydi.
1998 tekrar sürümünde, "Powerslave"şarksının açılışı "Back in the Village"ın sonuna eklenmiştir.
Albüm kapağında ki bazı hiyelogrifler modern çarpıklıklar içeriyor. Ayrıntışar plaklarda görmek CD ye nazaran daha kolay çünkü boyu daha büyük:
Albümün kapağı Iron Maiden-logosunun küçük olarak kullanıldığı ilk albümdür. Sadece sağ üst köşeyi kaplamaktadır bu logo.
Sol alt köşedeilk aslanın arkasında "Indiana Jones buradaydı 1941" yazılı.
Hemen onun yanında Mickey Mouse çizili.
Onun üzerinde heykellerin kafasını geçince Bu ne biçin saçmalık yazılı.
Sağ alt köşede, büyük oturan aslan heykelinin sağ ayağının hemen altında, Chad’ın duvar üstüne dikkatle bakmasının bir çizimi var ve "Ne? Dahi/Aklı Yok"yazıyor.
Ayrıca sağ trafta, heykellerin kafalarının üstünde, "Öküzler"yazıyor.
Piramitin girişinde, Derek Riggs’in rütbe işaretleri gözüküyor, tam Eddie'nin kalçasının olması gereken yerde.
Flash of The Blade ve Duellists adlı şarkılar Bruce’un en sevdiği spor olan eskrimden esinlenerek yazılmışlardır.
Ayrica Derek Riggs kim diye sorarsanız ,araştırmama göre, Iron Maiden’ın efsane album kapaklarının ve tabii ki Eddie’nin yaratıcısı dahi ressamdır derim. Edindiğim bilgilerde şunlar yer almaktadır.
Iron Maiden Derek Riggs’le karşılaşana kadar Eddie sadece bir kafadan ibaret, baterinin üst tarafında yer alan bir maskottu. Derek Riggs, Eddie’ye can verdi çizimleriyle ve ilk olarak 80’deki Iron Maiden albumun kapağında yer aldı Eddie. Bugüne kadarki tüm Eddie’li Maiden kapakları da Riggs’in çizimleridir. Ama içlerinde en ses getireni Sanctuary EP’sinin kapağıdır; dönemin başbakanı Margaret Thatcher’ın Iron Maiden’ın posterini yırtmasına sinirlenen Eddie bıçağını Thatcher’ın böğrüne saplayıverir. Iron Maiden’in efsane albümleri arasında yer almaktadır.
Aces High Aces High bildiğiniz üzere Anlamı Ustalar uçuşta’dır. Şarkı İkinci Dünya Savaşı'nda Britanya Savaşı'nda Alman uçaklarına karşı savaşan bir İngiliz pilotun hikâyesini anlatır. Şarkıda ismi geçen Messerschmitt Bf-109 incelediğimizde derin bilgiler elde edebiliyoruz. Ayrıca şarkıda efsanevi live after death konser kayitlarinin aciliş parcasi. başinda sir winston churchill konuştuğu söylenmektedir. Sir Winston Churchill, dünya tarihinde önemli yeri olan İngiliz devlet adamıdır. İkinci Dünya Savaşı'nda izlediği savaş politikası ve Roosevelt ile kurduğu iyi ilişkiler onu İngiliz tarihinin en önemli devlet adamları arasına soktu.
Messerschmitt Bf-109 Uçağı hakkında kısa bilgiler:
Bu tek kişilik Alman avcı uçağı 1937’den 2. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945 yılına kadar görevde kalmıştır. 1934 yılında Messerschmitt yeni bir tek kanatlı av uçağı yarışmasına Heinkel, Arado ve Focke-Wulf’a rakip olarak katılmak üzere davet edilmişti. İlk Bf-109 prototipi ortaya çıkınça hiç kabul görmedi (1938’e kadar firma adı Bayerische Flugzeugwerke olduğu için Bf olarak anılıyordu). Alttan kanatlı, ince, slat ve flapların monte edildiği küçük kanatlara ve kırık kenarlı kapalı bir kokpite sahip tek kanatlı bir uçaktı. Ancak geçen süre içinde üstünlüklerini ispatladı ve Luftwaffe ile birlikte birçok hava kuvvetinin hakim av uçağı oldu.
İlk Bf-109B ve C modelleri İspanya İç Savaşı’nda çok başarılı görevler yaptılar fakat Luftwaffe birlikleri 1,100hp Daimler Benz 601A motora sahip 109E’lerle donatıldı. Bu uçaklar 570 km/h hıza ulaşabiliyordu, ekseriyetinde motor üstünde iki adet 7.9mm makinalı ile kanatlarda 2 adet 20mm top bulunuyordu.
Britanya Savaşı’nda Bf-109’lar ilk defa ciddi bir direnişle karşılaştılar. RAF av uçaklarından daha iyi tırmanma ve pike yeteneklerine sahip olmakla birlikte düşük irtifalarda Spitfire’dan çok az miktarda daha yavaştı ve tanınmış Hurricane’ler kadar üstün manevra yeteneğine sahip değildi.
Konu Britanya savaşıyla ilgili olduğu için,Britanya savaşıyla ilgili bilgilerde vereceğim.
Britanya Savaşı :Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe'nin Kraliyet Hava Kuvetleri RAF'a karşı, Britanya için planlanmış bir çıkarma ve işgal harekatı için karşı hava üstünlüğü elde etmek amacıyla giriştiği hava savaşları dizisi. Hitler ve Wehrmacht, RAF etkisiz hale getirilmeden Britanya'ya amfibik bir saldırı yapmanın olanaksız olduğunu biliyorlardı. Britanya Savaşı'nın ikincil amaçları ise İngiliz uçak üretim tesislerini yok etmek, yer hedeflerine zarar vermek, politik önemi olan alanlara saldırmak ve İngiliz halkını korkutarak teslimiyet aramaktı.
Müzikal olarak değinmem gerekirse mükemmel bir giriş parçasına sahiptir. Konserde çaldığı şarkılardan biridir. En sevdiğim Iron Maiden şarkısının izlediğim klibidir. Bruce’un uzun saçları ,ayrıca sahnede yaptığı bateri’nin üstüne gidip bacaklarına uzunca açması en etkileyici sahnesidir.
Sözlere gelirsek bir şeyler anlayabiliriz. Savaşın nelerle yapıldığını anlatmaktadır.
Bandit'ler saat 8 yönünde arkamızda,
10 tane ME-109 gün ışından çıkıyor,
Yükseliyor ve karşılamak için makinelilerimi hazırlıyorum,
Doğruca onlara doğru tetiğe basıyorum.
Koşuyorum, dalaşıyorum, uçuyorum
Burada Uçuyorum ,dalıyorum,Koşuyorum diye anlatmak istediği bruce dickinson ın havacılık tutkusunu o zamandan yansıttığı şarkıdır. Bruce vokalistlik dışında bir hava yolunda pilotluk yapmaktaydı.
2 Minutes To Midnight: Şarkı savaş ile ilgilidir. Şarkı, adrian smith ve bruce dickinson ortaklığında gerçekleştirilmiştir. Şarkı, derin devletle mafya ilişkisini, insanların hayatlarıyla oynanmasını, gerçekleri ne kadar görmezlikten gelebileceğimizi veya ne kadar onlar yokmuş gibi yaşayabileceğimizi, özellikle klipte yer alan savaş sahneleri de herkese savaşın oyuncak olmadığını ispatlayan parçadır. Stephen King romanı olduğu söylenmektedir.
Ayrıca sözler savaşın oyuncak olmadığını ispatlıyor.Mükemmel bir giriş Hem gitardaki uyum,Hem de davulda Nicko mükemmel bir girişle şarkıya giriyor. Tabiki de Bruce’un katkısı unutulmamalıdur. Ayrıca The Trooper’dan sonra en etkileyici savaş şarkıları arasında gelir. Ayrıca sözlerini de okuyunca daha da yüklü bir anlam taşıyor.
katilin ekmeği ya da şeytanın çekirdeği
çekicilik, şans, kazanç
tekrar savaşa, kan, özgürlüğün lekesidir
benim ruhum için yalvarmayı kesecek misin
Losfer Words (Big 'Orra):Iron Maiden’in enstrumental eserlerinden biridir. Bilgilerime göre. orra, horror kelimesinin doğu londra şivesi ile söylenişidir. dolayısıyla, big orra "büyük korku" anlamına gelir. Bir rivayete göre , önceden sözleri var iken sonradan sözleri çıkarılıp ta estrümantel hale getirildiği söylenmektedir. Ne kadar doğru bilinmemektedir.
Flash Of The Blade: Hep Iron maiden diyoruz,bu şarkı sözlerini nasıl yazıyorlar diye düşünüyoruz. Karşımıza esinlendiği kaynaklar gelmektedir. Bu şarkı sözünü ise Phenomena (1985) filminden esinlenerek yazılmıştır. Film araştırmalarıma göre bir korku filmidir.
Filmin konusunda şunlar anlatılmaktadır;
Dünya çapında ünlü bir aktörün kızı olan Jennifer Corvino (Jennifer Connelly), kendisiyle çok fazla ilgilenemeyen babası tarafından İsviçre’de, Alplerin eteklerindeki bir yatılı okula yazdırılır. Bir uyurgezer olan Jennifer’ın, böceklere karşı da yoğun bir ilgisi vardır. Uyuyup gezdiği daha ilk gecede vahşi bir cinayete tanık olan Jennifer, uyandığında kendini aynı kasabada yaşayan bir İskoç böcek bilimci olan Prof. John McGregor (Donald Pleasence) ve şempanzesinin (Tongo) evlerinin bahçesinde bulur. Böcek bilimciyle kısa sürede dostluk kuran Jennifer, buna karşılık okuldakilerle hiç anlaşamamaktadır. Ancak Jennifer’ın en büyük sorunu bu değildir. Giderek ağını genişleten ve kasabada büyük bir korku yaratan katil, artık kendisini gördüğünü düşündüğü Jennifer’ın da peşindedir. Ünlü yıldız Jennifer Connely’nin ilk uzun metraj filmi ve ilk başrolü olan Phenomena, aynı zamanda aktristin, Requem for a Dream’e bile oranla kat kat daha fazla “acı çektiği ve sefil olduğu” film. Psikopat bir katil, böcekler, böcek seven bir kız, bir şempanze ve çürüyen ceset ve ceset parçaları. Hadi buyrun bu denklemi çözün. Phenomena, büyük usta Dario Argento’nun en plasede kalmış, en bomba ve en eğlenceli filmlerinden biri. Bu da Iron Maiden'in esinlendiği Film'in kapağıdır.
Ayrıca Dario Argento film’in yönetmenidir. İtalyan korku filmlerinin önde gelen temsilcilerinden biridir, İtalyan gore tarzının, giallo'nun babası sayılır. Aynı zamanda oyuncu ve yönetmen Asia Argento'nun babasıdır. Ayrıca Amerikan-İngiliz korku sineması dışındaki korku filmi yönetmenlerinin en önemlilerinden biri olduğu söylenmektedir.
Ayrıca hoş sololar barındıran Iron maiden şarkılarından biridir. Özellikle enstürmental olarak mükemmel bir parçadır.
Özellikle Liriksel korkutucu ve karanlık havaya sokmaktadır bizi. Liriksel olarak değinmem gerekirse korkutucu ve ürkütücü sözlerle bizi uzaklara götürüyor.
Yaşadığın gibi öleceksin
Bıçak ağzının ışığında
Issız bir köşede
Bir dokunuş için yaşayacaksın
Çeliği hissetmek için
Bir adam,ve onun onuruyla
Bu sözlerde anlatılanlar belki de filmle ilgili bilgilerde çıkartabiliriz. Filmde anlatılan çürüyen ceset parçaları ,ve ölümün bizi nasıl beklediğinden söz ediyor belki de . Özellikle bu satırlar ölüme giden yolun göstergesidir. Yaşadığın gibi öleceksin sözü bizlere bir şeyleri fısıldatıyor. Ölüm ağzında kaçışın ve kurtuluşun yok gibi sözlerden bahsetmek yanlış olmaz.
The Duellists: Bu şarkı isminde anlaşılacağı gibi bir Film’den esinlenilmiştir.Yönetmen Ridley Scott tarafından çıkarılan bir filmdir.
Filmin konusu ise, Keith Carradine ve Harvey Keitel bu dramatik filmde Napoleon'un ordusunda görevli iki askerin bir dizi düello ile karşılaşmalarını canlandırıyorlar. Düellolar önemsiz, küçük bir olaya tepki olarak başlayıp her iki adamın da hayatlarının 15 yılını etkisi altına alacak bir tutkuya dönüşür. Joseph Conrad'ın hikayesinden uyarlanan Düellocular, saplantı, onur ve şiddet konularını işliyor. Görsel olarak da nefes kesen film zorlu bir hikayeyi beklenmedik bir sona doğru sürüklüyor. Ayrıca film, Film 1977 Cannes Film Festivali'nde "En İyi Çıkış Yapan Film" ödülünü almıştı.
Bu da film'in kapağıdır.
Sözleride incelemeden edemeyeceğim. Sözler parçanın ana fikrini oluşturuyor diyebilirim. Belki de savaşta neler yapmamız gerektiğini,nasıl ayakta kalabileceğimizi ne gibi sonuçlar çıkacağını belirtmektedir.
Sen hatayı yaptığın zaman eldivenlerini çıkardı
Şimdi tekrar giymesi için gitmen gerekli
Silahları seçmesi için veya kılıçla savaşması için
Ateşli silahlar olmayacak
Başladığın zaman senin işini bitirecek
Hiç şansın olmadığını biliyorsun
Burada anlatmak istedikleri açık anlatımla anlatmaktadır. Elinde ateşli silahlar olmayacak,şansın kalmayacak. Şansa güvenemezsin kendin için dövüşecek ve savaşacaksın,eğer savaşamıcaksan kaybedende sen olacaksın. Hiçbir zaman şans yanında olmucak diyor. Burada ana fikir Savaşta acımanın olmayacağı,şansın yanında bulunmadığı,elindeki kozların artık sende kalamayacağı anlatılmaktadır.
Back in the village: Iron maiden,Powerslave albümünün en iyi şarkılarından biri olarak bilinir. Şarkı sözlerinden anlaşılcağı gibi ‘’Tekrar köyünda olduğu,Memleketine geri dönüşünü anlatmaktadır’’.
Bu satırlar belki de bir şeyleri hatırlamamıza yardımcı olabilir.
Beyaz bayraklar kurdelalara çarpıyor
Ateşkes karaltıda ve yanıyor
Mutfakta deprem
Masalar devriliyor
Tekrar köyümdeyim
Kendi köyümde
Köyüme geri döndüm
Powerslave: Albüme ismini veren şarkılardan biridir. Ayrıca, sözleri bruce dickinson tarafından yazılmış,gücüne tutsak bir firavunun hikayesini anlatan şarkı.Sözler semboliktir.
Ayrıca Bruce Dickinson kendine özeleştiri yapmaktadır. Aslında bruce dickinson o dönemlerde kendisinin ilah yerine konmasından dolayı içine girdigi pisikolojiyi anlatıyormuş. Bu şarkıda Firavun diye anlatılan Bruce Dickinson’un kendisidir. Bazı insanlar ise Bruce Dickinson’a diz çöküp taparlarmış. Ama aslında yaşadıklarının hepsi boştur.
Söyleyin bana neden bir güç kölesi olmak zorundayım
Ölmek istemiyorum , ben birr tanrıyım , niye sürdüremiyorum yaşamayı?
Yaşam verici öldüğünde çöle döner her yer
Ve son saatimde bir köle yim Ölümün gücüne
Şu sözlerde belki de insanların Bruce Dickinson’u Iron Maiden grubunda ilah olarak gördüğü için eleştirileri kendine yapmaktadır.. Çünkü o bir insandır,ama bazı insanlar onu İlah olarak görmektedir. Bruce Dickinson burda kendini büyük görmez ,kendini o halktan ve o insanlardan olduğunu düşünür. İnsanların ona böyle yaklaşmasını doğru bulmaz.
Rime Of The Ancient Mariner: Iron Maiden’in bana göre efsanevi şarkılardan biridir.13.39 dakika sürmektedir. İhtiyar denizcinin ezgisi 1798 yılında yayımlanan Samuel Taylor Coleridge’nin ölümsüz bir şiir eseridir. Yazar ,Samuel Taylor Coleridge İngiliz şair Romantizm akımının kurucuları arasında yer alır. Anlanması zor parçaların başında gelmektedir,düşündükçe düşünürsün.
Samuel Taylor Coleridge şiiri yazmadan önce ciddi manada mitsizim ve insanlığın yaratılışı üzerine araştırmalar yapmış cevaplar ve nedenler aramıştır.Ona göre baskın mistik bir gücün yaratılışta rol oynadığı bir gerçektir.Araştırmalarında bu düşüncesine dair yanıtlar ve cevaplar bulmayı arzular.Şiirindeki baskın mitsizim öğeleri de bir şekilde bu araştırmalarının sonucudur da diyebiliriz.Hatta hatta bu araştırma döneminin bir sonucu olarak da görebiliriz bu şiiri.
Şarkıda liriksel olarak kesinlikle değinmem gerekir.
Buzulların ve karın olduğu güneye doğru gidiyorlar
Kimsenin olmadığı bir yer
Albatrosun kar sisi boyunca uçtuğu yere
Tanrı'nın isminin seslenildiği bir yere doğru
İyi şansın onu getireceğini hayal ederek
Albatros diye bahsettiğim bir kuş türüdür. Açık deniz kuşları olup suda uyur ve beslenirler. Ama kuş dediğimiz Albatros geminin yol alması için büyük katkılarda bulunmuştur. Albatros’un ölümünden kendini suçlu görmektedirler.
Denizci kehanet kuşunu öldürüyor
Gemi arkadaşları denizcinin yaptığından dolayı ağlıyor
Ama sis kaybolduğunda,haklı olduğunu anlıyorlar
Ve kendilerini suçun bir parçası olarak görüyorlar
Özellikle şu satırlarda huzursuzluktan,hüzünden bahsedilmektedir. Denizcilerin kuşu öldürdükleri için büyük pişmanlık içinde olduklarını gösteriyor. Lanet onun ölümüyle ortaya çıkmıştır. Gemi hareket etmez ve denizde öylece kalır. Burada Filmlerdende örnek vermeden edemeyeceğim. Karayip korsanlarını hatırlarsınız,başka bir deyişle (Siyah incinin lanetidir)bu da ona benzemektedir. Ama tabiki de bu bambaşka bir hikayedir.
Hikayeye dönersek şu satırlarda ise ,köşede sıkıştıklarını dışarı çıkamadıklarını oraya tutsak olduğunu anlatıyor.
Günler sonra
Hareketsiz ve nefes almadan bir yere sıkıştık
Boyanmış bir okyanus üzerinde boyanmış bir deniz
Tüm tahtalar büzülüyor
Su,su! her yerde var
Bu satırlar Lanet’e doğru açık kapılar bırakıyor. Rüzgarın olmadığı bir yerde ,gemi nasıl dalgalanır nasıl hareket eder ki ,Albatros kuşunun verdiği bir lanet’in üstlerinde olduğunu zannediyorlar. Büyük bir suç ve pişmanlık duyuyor.
Şiirde ise önemli satır yer almaktadır.
Ölüm ve ölümle yaşayan kız
Zarlarını mürettebat için atıyorlar
O gemiciyi kazanıyor,ve gemici de onu
Sonra..diğer mürettebatlar
Ölüm onları seçiyor,200 adamı
O...O kız ölümle yaşıyor
Denizciyi de yaşama bırakıyor
Bir süre sonra , çeşitli nedenlerden mürettebatın gerisinin de ölmesi bunun bir göstergesidir.Ölmenin nedeni burada Lanet olarak gösterilebilir. Çünkü lanet ortaya çıktığında Gemi hareket edemez ve hiçbiryere gidemez,rüzgar kesilir kötülükler ortaya çıkar. Bu nedenle Denizciler büyük pişmanlık ve üzüntü duyar.
Samuel Taylor Coleridge satırlarından bahsetmem gerekirse ,yine acı hakim hüzün hakim ,pişmanlık hakim olduğu gözüküyor. Bu satırlar bunu açıkça ortaya koyuyor.
Yaşayan lanet onların gözlerinde
Denizci şimdi keşke ölseydim diyor
Deniz yaratıkları boyunca
Ama onlar yaşamaya devam ediyor,elbette denizcide
Kuşu öldürdüklerinden beri lanet gözlerine yansıyor,O lanetin ortadan kalktığına inanmıyorlar. Büyük pişmanlık ve üzüntü içinde olduklarını belirtiyorlar. Keşke kuşu öldürmeseydim diye belki de feryat ediyorlar. Yaptığı kötülükler gözlerinin önüne geliyor ve bütün olanlardan vicdan azabu ve pişmanlık duyuyorlar.
Bu satırlarda ise ,Büyünün bozulduğunun haberini alıyorlar. Yağmur bu haberin göndericisi olduğuna inanıyorlar.
Ve büyü bozulmaya başlıyor
Albatros suya düşüyor
Suya başrolmüş gibi batıyor
Sonra yağmur başlıyor
Albatros belki de şimdi onların gözünde canlanmıyor,Lanet onların arkasından sürükleniyor,yavaş yavaş dibe batıyor. Denizin hareketlenmesi için yağmur başlıyor,Geminin hareket etmesi için rüzgarı bekliyorlar. Lanet kalktığı için Gemi’nin hareket edebileceğine inanıyorlar.
Sonlara doğru ve Lanet ortadan tamamiyle kalkıyor. Denizcinin evine döneceğini belirtiyorlar. Şu satırlar onu çok iyi açıklıyor.
Lanet sonunda kalktı
Ve denizci şimdi evini görüyor
Ruhlar ölü bedenlerinden ayrılıyor
Kendi ışıklarını oluşturarak ve
Denizciyi tek başına bırakarak
Ama bir gerçek var ki hikayede o yaşanılanların unutulmaması ,gözler önüne serilmesi. Sadece anlattığım kısımlarda Denizci olarak düşünmeyin,İnsanların toplumumuzda yaptığı hataları da olduğunu düşünüyorum. Pişmanlık ,üzüntü,huzursuzluk duyabilirler. Albatros denilen bir kuşu insan olarak düşünün derim bir de ,o zaman ne kadar anlamlı olacak göreceksiniz.
Burda Ölümsüz şiirin kapağıdır.
İncelemelerim burda son buldu.
Yazan:Cem Kurtuluş
Tractor / Tractor (1972)
1 yıl önce
0 Reply to "Iron Maiden-Powerslave (1984)"
Leave a Comment