Yıllar 2006’yı gösterdiğinde Iron Maiden hayranları büyük bir heyecanla A Litter of Life and Death adlı albümü bekliyorlardı.Albüm 25 Ağustos 2006’da çıktı.28 Ağustos’ta raflardaki yerini aldı.Avrupa’da birinci sıraya girdi. Almanya,İtalya,Finlandiya gibi yerlerde birinci oldu. Hindistan’da listelere bile girmiştir ne kadar şaşırtıcı değil mi ,Iron maiden ama bu demek ki başarıyorlar ki bir şeyleri alkışlanıyorlar. Emi Şirketinden Çıkmış prodüktörlüğünü Kevin Shirley üstlenmiştir. Londra sarm west stüdyolarında kaydedilmişti. Albüm normal olarak diğer grupların albümleri nasıl nete düştüyse bu da aynen öyle nete düştü.
Iron Maiden tarihinin progresive anlamında en uzun albümüydü. Albüm Brighter than A Thousand Suns gibi 8.46 dakika süren bir şarkıyla dikkat çekiyordu. Aynı Progresive gruplarında olduğu gibi dakikaları uzun,buna en iyi örnek Dream Theater grubu gösterilir. Çünkü onlar progresive anlamda uzun şarkılar yapıyordu. Albüm kapağıyla,albümün o acımasız sözleriyle albüm bir terbiye niteliğindeydi. Belki de bu albüm toplumda çok tartışılmıştır. Tartışılmaması elde mi çok önemli insanoğlunun yaşadığı konuları şarkılarında seçiyorlar. Bu da Bence Iron Maiden’i çok özel kılıyor.
Parça Listesi
1. "Different World" – 4:17
2. "These Colours Don't Run" – 6:52
3. "Brighter than a Thousand Suns" – 8:44
4. "The Pilgrim" – 5:07
5. "The Longest Day" – 7:48
6. "Out of the Shadows" – 5:36
7. "The Reincarnation of Benjamin Breeg –7:21
8. "For the Greater Good of God" – 9:24
9. "Lord of Light" – 7:23
10. "The Legacy" – 9:20
Iron Maiden bilirsiniz ki bir çok albümünde tiyatrolardan filmlerden esinlenmiştir. Bu da müziğine büyük bir etki etmiştir. Ayrıca A Matter Of Life And Death diye bir film çekilmiş. Bu film’in çıkış tarihi 1946 yılıdır. Film Albüm kapağı tasarımcı Tim Bradstreet tarafından oluşturulmuştur. The Punisher gibi harika projenin tasarımını da bu adam yapmıştır. Sanatçılığını da bizlere göstermiştir. Albüm olumlu eleştiriler almaya devam ediyordu. Metalhammer ve Kerrang gibi dergiler Bunlar Iron Maiden klasiği diyerek olayı özetliyordu. Olayın açıklaması şuydu Metal Hammer 10 üzerinden 10 Kerrang 5 üzerinden 5 olumlu not vermişti.
Iron Maiden’i analiz etmek o kadar kolay değildir. Bende sizlere elimden geldiği kadar analiz etmeye çalışacağım. Iron Maiden hikayelerden,gerçeklerden yola çıkar. Savaşın hikayesi ,hiçbir zaman değişmedi değişmeyecek. İnsanlar ölecek ,masum insanlar öldürülecek. Peki en önemli soru kazanan kim olacak ,kimse mi kazanmayacak. Elbette kazananlar olacak kaybedenler olacak.İnsanlık büyük bir kayıba uğrayacak. Savaşlarla imparatorluklar kuruldu ve bu savaşların sonucunda yıkıldılar. Elbette kurulan imparatorluklar yıkılacaktır. Çünkü buradaki en önemli sorun savaş ne için yapılır sorusu olmalıdır. Toprak,egemenlik,bağımsız olmak gibi sorular aklımıza gelebilir. Büyük bir imparatorluk kurdunuz mu ilk aklınıza gelen herhalde bağımsız yaşamak olmalıdır. Kimseye bağlı kalmadan,emir almadan yaşamak olmalıdır. Peki savaştaki insanların amacı neydi sadece insanlığı öldürmek mi yoksa o insanların üzerinden bir şeyler kazanabilmek mi. Bütün sorun elbette bu değil. Askeri olsun siyasi olsun sosyal olsun kültürel olsun savaş yapıldığı zaman her zaman bir çıkar söz konusudur. Kazanana kadar mücadele devam eder.
Başlangıç şarkımızla albüme girişimizi yapıyoruz. Different World,Hızlı ve ritmik bir şarkı bizi karşılıyor. Başlarda Ayee diye gelen ses davulcumuz Nicko’dan gelmektedir. Diğer şarkılara göre daha hızlıdır. Diğer şarkılar progresive formatındadır. Bruce ise adeta etrafa enerji dağıtıyor. Bruce’un çığlık attığı şu kısımlar ise insanı kendinden geçiriyor.
Don't want to be here
Somewhere I'd rather be
But when I get there
I might find it's not for me
Sözler ise son derece etkileyici. Türkçesinden anlayacağımız gibi Farklı Dünya,Farklı dünyalarda yaşayan insanların hayata bakış açıları ,zorunda olduğumuz seçimleri anlatmaktadır. Her insanın hayata geliş amaçları vardır. İnsan düşünerek birden çok fikir doğrultusunda ilerler. İnsanın hayatı boyunca yaşadıkları insanı farklı noktalara taşır. Bazen kendini garip hisseder, Hatta ne zaman nerde ne yapacağını bilemez. Bazen yanılgıya ve şüpheye düşer. Şüphe içinde yaşar. Bu şarkı aslında İnsanın yaşayışıyla ilgili bir şarkı. Her insan dünyaya aynı düşüncelerle bakmaz. Bazısı şüpheli bakar bazısı ise şüphesiz bakar. Bazen elimizde sahip olan şeyler olduğunu düşünürüz,ama bazen yanılgıya düşebiliriz. Çünkü bazen onların hayal ürünü olduğunu anlarız.
These Colours Dont Run,Nasıl bir giriştir dedirtiyor. Dinlesem dinlesem sıkılmayacağım şarkıların başında gelir. Bir nevi sözlerini the trooper şarkısındaki sözlere benzetebiliriz. Bilirsiniz ki The Trooper şarkısı Kırım savaşını anlatır. Bu da bir savaş şarkısıdır. Iron Maiden’in ne kadar milliyetçi bir grup olduğunu bilirsiniz,sözlerinde de milliyetçilik temalarına da yer verir. Ama bunlar yaşanmış gerçekler. Şarkıda enstürüman mükemmeliği var desek yanılmayız herhalde başlarda gelen o içimizi cezp ettirmeye çalışan gitar sesleri sonra nicko’nun o davul atakları sonra bruce’un o muhteşem sesi de şarkıya girince ortaya mükemmel tablo çıkıyor. Janick Olsun,Adrian Olsun ,Steve olsun adeta bizlere gitar ziyafeti yaşattılar.
5.16’da Bruce ‘un ooo ooo diyişi vardır orayı ayrı bir severim. Konserlerin olmazsa olmazı olarak düşündüğüm parçalarındandır. Şarkının her yeri insanı etkiliyor. En sevdiğim nakaratlar ise şu nakaratlardır.
For the passion, for the glory
For the memories, for the money
You're a soldier, for your country
what's the difference, all the same
Sözler ise bir milliyetçiliğin göstergesidir. Bir askerin savaş anında başından geçenlerini anlatmaktadır. Ülken için ,tutkun için,şerefi için bir asker ne olursa olur savaşır. Şerefi için mücadelesini son damgasına kadar verir. Bu onun en kutsal görevidir. Sonuçta ülken için savaşıyorsun. Bir yere kaçma olanağın yoktur ,vazifen sadece sana emanet edilen toprakları korumaktır. Çünkü sen bir askersin. Askerin görevi de budur. Bu Her Ülkede de böyledir.
Brighter than a thousand suns, Ürkütücü bir girişle şarkımıza girmiştik. Şarkı adeta hızlanıyor. Nicko yine kendini göstermiş. Şarkının geçtiğini anlayamadık bile. Çünkü şarkı ritmik ve hızlılığıyla dikkat çekiyor. Özellikle Bruce’un hızlı vokali bu noktada önemlidir.
İnsanlığın Lanetli buluşlarından biri olan Atom bombası hakkında sözler. İkinci dünya savaşına direk gönderme var . Şarkıda önemli bir husus var ki o da Manhattan Projesi’dir. Manhattan Projesi nükleer silah üretmek üzere II. Dünya Savaşı sırasında ABD, Kanada ve İngiltere tarafından başlatılan projedir. Şarkıda insanı düşündürecek hassas noktalar bulunmaktadır.
Bilim adamları,Nükleer Reaksiyonlar ve denklemler üzerine kurulu bir şarkı düşündürmez mi tabiki de düşündürür. Manhattan Projesinin mimarı Robert Oppenheimer’dır. Amerikalı Fizikçidir. Atom Bombasının Babası olarak bilinir.Manhatta Projesinin bilim başkanıdır. Şarkıda trinity sözcüğü için söylenecek sözler bellidir.
Trinity , bir nükleer silah için yapılmış ilk nükleer test teknolojisidir. Atom çağının başlangıcı kabul edilir. Trinity bir iç patlamalı plutonium bombanın testidir. . 16 Temmuz 1945 yılında New Mexico'daki Socorro'nın 56 km kadar güneydoğusunda şu an üzerinde komuta merkezi Alamogordo'da bulunan White Sands Missile Range'in bulunduğu yerde yapılmıştır.
Elbette bu bombaların atılması çoğu insanın sakat kalmasına ölmesine neden olmuştur. Bi de Soğuk savaş dönemini düşünürsek olay farklılaşıyor. Bu Bombayı kullanan devletler zaman geçtikçe çoğaldı. Çin, Rusya gibi devletler denedi. En sonunda da Pakistan denemişti. Adeta dünyaya yayılmıştı. Ayrıca Atom Bombası ilk olarak Hiroşima’ya atılmıştı. Acımasızca atıldı dehşet verici bir olaydı. Milyonlar ölmüştü ,elbette sakat kalan insan sayısı da epey fazlaydı.
Konunun savaş kısmına kaymasından sonra film önermesek olmaz dedim. Dr. Strangelove filmini önerebilirim. Soğuk savaş dönemini anlatan bir filmdir ,şarkıyı dinlemeden önce filmi izleyin belki filmi izledikten sonra daha iyi fikir üretebilirsiniz.
. En sevdiğim satırlar ise şuralarıdır.
Out of the darkness.
Out of the darkness.
Out of the darkness brighter then a thousand suns.
Out of the darkness brighter then a thousand suns.
Bu satırların tekrar edilmesi insanda farklı bir etki yaratıyor.
The Pilgrim,Şarkı farklı farklı hikayelerden şekilleniyor. Edindiğim bilgiye göre kaynaklarda Mayflower diye bir şey geçiyor. Mayflower, 1620 yılında İngiltere'nin Plymouth limanından yerleşme amacıyla ABD’ye gelen Pilgrimleri taşıyan gemidir. Bu geminin yolcuları sonradan bugünkü ABD'nin çekirdeğini oluşturmuşlardır. Pilgrimler için kısa bilgi vermek gerekirse Pilgrimler, İngiltere'den Amerika'ya yerleşmek için gelerek New England bölgesine yerleşen göçmenlerdir.
Şükran Günü olarak bilinen ve geçmişi 1621'lere uzanan bu günü Amerika'da ilk kez Pilgrimler kutlamıştır.
Şarkı Steve Harris’in dediği gibi Kelt ve Arap ezgilerini barındırıyor içinde. Şarkının başlangıcında Nicko’nun inanılmazlığı hemen göze çarpıyor. 3.03’de gelen solo da şarkının mükemmeliğini ortaya koyuyor. Bu şarkı Heavy metal’in anahtarlarından sadece biridir. pilgrim sunrise, pagan sunset bu kelimeler ise bir şeyleri anlatmaya yeter. Ayrıca bu Şarkı Iron Maiden’in ne kadar inançlı bir grup olduğunu gözler önüne sermektedi. Şarkı bir dönem yaşanan tarihsel olayları da anlatmaktadır.İşte o etkileyici sözlerin şarkı sonuna doğru bitişi.
Spirit holy life eternal
Raise me up take me home
Pilgrim sunrise pagan sunset
Onward journey begun
Albümün beşinci şarkısı ‘The Longest Day,Giderek yükselen Melodi ,Karanlığın içinde gelen fırtına,Gemilerdeki o delici bakışlar ,Heyecan,Öfke,Korku hepsi iç içe girmiş durumda. Hayatta kalmak için sadece dua ediyorum ve koşuyorum. İşte parça bu duygularla bizi o savaşın içine çekiyor. Savaşın gerçek yüzünün kendisidir. Adeta bir tarih dersidir. Bu şarkı insanı farklı düşüncelere sevkedebilir. Şarkıyı konu alan film bile vardır .Film 1962’de yayınlanmıştır. Normandiya çıkarması ile ilgilidir. Normandiya çıkarmasının diğer adı D-Day’dır.
Normandiye çıkarması dedik yanlış duymadınız.Dünyanın en büyük çıkarması olarak bilinir. Iron Maiden gibi grubun İngiltere’li olduğunu düşünürsek bu konuyu ele almalarını doğal olarak karşılıyorum. Normandiya çıkarmasının şöyle tanımını yaparsak Normandiya çıkarması, General Eisenhower kumandasındaki müttefik kuvvetlerinin 1944 Haziran-Eylül ayları arasında giriştiği hücum harekâtıdır.İngilizler için büyük bir önem taşır,Iron Maiden ise albümünde buna yer vererek ülkesine bağlılığını göstermiştir. Normandiya çıkarması birnevi II Dünya savaşının kaderini değiştiren bir olaydır. Elbette bu çıkarmada sadece İngilizler yer almıyordu. Amerikalılar,Kanadalılar da katılmıştı.
Çıkartmanın kod adı ise Neptün operasyonu idi. Almanlara karşı büyük bir operesyondu. Almanların asker sayısı çok azdı,Almanların karşısında müttefiklerle birlikte 130.000 asker yer alıyordu. Bu askerlere karşı koymak çok zordu. Bu çıkarmadan tabiki de Almanya zararlı çıktı.Rivayetlere göre Almanların 400.000 kayıp verdiği söylenmektedir. Nasıl bir felakete uğradığını siz düşünün artık. Tabi devletler birleşince Almanya’nın karşı koyması çok güç bir şey olurdu. Bu çıkarmaya iki tane film gösterebiliriz. Birinci Saving Private Ryan ikincisi de üstte belirttiğimiz gibi The Longest Day adlı filmdir. Ayrıca bu çıkartma 5 birlikte tarafından yapılmıştır.
Müzikal olarak hiç söz etmedik. İnsanı o kadar derinden etkilemiş ki hiç söz etmeye gerek bile kalmamış. Şarkı 1.33’te patlıyor ,Bruce’un o haykırışları bizi savaşın ortasına itiyor. Özellikle şarkı başlarken Bruce’tan gelen o ses bizi karanlığa itiyor. Savaşın sinyallerini yavaş yavaş veriyor. En sevdiğim kısım ise Bruce’un şu nakaratları haykırmasıdır.
How long on this longest day
'Til we finally make it through
How long on this longest day
'Til we finally make it through
İnanılmaz Melodik olan bir şarkıyla başlıyoruz bu şarkı Out Of the Shadows. Şarkının başlarında Nicko yine inanılmazlığını bizlere gösteriyor ve sonra melodik gitar tonları ve sonra Bruce’un o mükemmel sesi bize eşlik ediyor. Bruce’un sessiz girişi bu kesin ballad’tır dedirtiyor. Kısa bir tanım yapmak gerekirse güzellik,acı,yaşam ,ölüm, gibi konulara değinmiştir.Ayrıca parça yanlış anlaşılabilir parçalar arasında yerini alabilir. Parça , eskinin güzelliklerine değinerek yeni günler için karşı koymamız gerektiğini anlatıyor .Özellikle Bruce’un şu satırlardaki haykırışları insanı farklı bir havaya sokar.
Out of the Shadow and into the sun
Dreams of the past as the old ways are done
Oh there is beauty and surely there is pain
But we must endure it to live again
Büyüleyici ve karanlık bir Iron maiden şarkısıyla karşı karşıyayız. Adeta insanın aklını kaybetmesine neden olacak bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Iron Maiden fanatikleri Benjamin Breeg’in kim olduğunu bulmak için yollara koyulmuştu. Ama net bir sonuç çıkmıyordu. Hatta steve haris bile buna doğru düzgün cevap vermiyordu Hayranlarının bulmasını istiyordu herhalde. Ama adeta bir şifre gibiydi.
Bu şarkıyı çözen birinin herhalde Steve harris’ide çözmesi gerekir.
Adeta karanlıklarla ,gizli şifrelerle dolu bir şarkı. Bu şarkı hakkında çok çeşitli söylentiler ortada dolaşıyordu. Biri medyum diyordu biri II Dünya savaşında sağ olarak çıkan bir askeri anlatıyor diyordu biri de steve harris’in bundan önceki hayatının kimliği diyordu. Dave Murray’ın en çok katkı sağladığı parçalardan biridir. Benjamin Breeg hakkında bulabildiğim bilgiler ise çok sınırlı. 3 Eylül 1939 tarihinde Londra’da doğmuştur. Çeşitli nedenlerden dolayı yetimhanelere gönderilmiştir. Kendi dini kitapları olan incille ilgilendi.
İşte o gizemli sözler.
Let me tell you bout my life,
Let me tell you bout my dreams,
Let me tell you bout the things that happen, all is real to me.
Let me tell you of my hope, of my need to reach the sky,
Let me take you on an awkward journey, let me tell you why.
Let me tell you why
Tamamen steve harris eseri bir şarkı geliyor. For The Greater Good Of God, Iron maiden bizi sorgulamaya davet ediyor. Dünyada yapılan savaşlar,bunun sonuçları insan soyunda yaşanan acı ve sefalet o sefaletin getirdiği yoksulluk belirtilerini ıron maiden şarkıya çok iyi yansıtıyor. Bazı akıllar yozlaşmıştır bilirsiniz özellikle dini kesimdeki yozlaşmış kesim gereğinden fazladır. Daha iyi bir dünya için savaşların olmaması için sadece barış için her şey. Şarkı da bunu gayet iyi anlatıyor. İşte şarkıda o muhteşem satırlar.
Please tell me now what life is
Please tell me now what love is
Well tell me now what war is
Again tell me what life is
Bir kısımda ise çok önemli sorular soruyorlar. Dinlerin cevaplandırması gereken sorular var diye açık gönderme yapıyorlar. Misal olarak dünyada Hizbullah diye bir örgüt vardır. İnsanların ölmesine neden olmuştur. İslamiyet adına saldırılar yaptığını söylemiştir. Ama bu doğru değildir. Çünkü İnsanları öldürmek İslamiyette yoktur.
Şarkı Dünyadaki aşırı dincilere göndermedir. Özellikle İslam ülkelerindeki dini gruplara yozlaşmış dini kesimlere gönderme fazladır. Dünyadaki bu gibi örgütlerin kurulmasıyla terörizm faaliyetleri arttırmıştır. İnsanların zarar görmesine neden olmuştur. Hala böyle olaylar devam etmektedir. Ama bence bu şarkı sadece dini kesimlere gönderilen bir mesaj değildir,Terörizm faaliyetlerinde bulunan kişilere yollanan bir tepkidir.Bu parça için çeşitli düşünceler söylenebilir. Ama tek söyleyeceğim kelime herhalde bir şeyleri sorgulatma hissi verdiğidir.
43’üncü saniyeye kadar steve babamız bas gitarını gürletiyor. Sonra sessizlik içinde Bruce’un o yumuşak sesini duyuyoruz. İnsanın içini rahatlatıyor. Sonra şarkı hızlanıyor bruce’un o hızlı vokali,nicko’nun davuldaki üstün performansı daha ne denilebilir ki. Dinleyin ve dinletin diyorum.
Herhalde söylemediğimiz şeyleri açığa çıkarmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Tuhaf olarak gördüğümüz şeyler,Koruduğun sırlar ve diğer gerçekler. Bu şarkı sizi o gerçeklere götürecek ve içinden çıkamayacaksınız. Her insanın içinde kötülükler vardır. Bir Planın parçası olduğunu insanların birbirini boğazladığını anlatmaktadır. Bunun için Lord Of Light bizde gereken etkiyi bırakıyor. 1.35’te şok eden bir sıçrama geliyor. Bruce sesiyle steve harris gitarıyla bize dünyanın kaç bucak olduğunu gösteriyor. İşte o sevdiğim satırlardan bir kısmı.
There are secrets that you keep
There are secrets that you keep
There are secrets that you tell to me alone
I cant reach things I cant see
You dont see this strange world
quite the same as me
Dont deny me what I am
Nothing hidden still you fail to see the truth
These are things you cant reveal
Ve albümün son şarkısı The legacy ,sözler açısından çok önemli bir şarkı. Dünya üstünde yaşayan insan ırkının hikayesidir. Falklands Savaşı anlatılmaktadır. Barış diye kandırılmış insanlar savaşa doğru sürükleniyordu oysa hiçbirinin bunlardan haberi yoktu,hepsi birer kandırmacaydı insanları tuzağa düşürmek için sırlar onlardan saklanmıştı. Bu şarkıya en büyük katkıda bulunan Janick gers’tir. Steve harris’ide unutmamak gerekir. Şarkının baş mimarıdır.
Şarkıdan bazı bilgiler vermek gerekirse,bu şarkıyı daha iyi anlayabilmek için Jacob's Ladder adlı filmi önerebilirim.Filmin kısaca hikayesi şöyledir. Vietnam Savaşı'na katılmış bir askerin ve bu savaşın onun üzerinde bıraktığı etkilerin filmidir. Jacob's Ladder. Gerçekle kabusların birbirine geçtiği, Jacob'un karanlık bilinçaltında bir serüven
Falklands Savaşına ait bilgiler:
Falklands Savaşı,1982 yılında Arjantin ve İngiltere arasında,Falklands Adaları Güney Georgia Güney Sandwich adaları üzerine yaşanan anlaşmazlık sonucu patlak vermiştir.Atlantik okyanusunun güneyinde Arjantin’in doğusunda bulunan ,iki tane büyük ve sayısız küçük adadan oluşan Falklands Adaları uzun zamandır aidiyet ve isim konusunda anlaşmazlıklara sebep olmuştu. Savaş; 19 Mart 1982’de Arjantin’in Güney Georgia’yı ardından Falklands Adaları’nı işgal etmesiyle başlamış ve 14 Haziran 1982’de Arjantin’in teslim olmasıyla sona ermiştir. Savaş aslında iki ülke tarafından da ilan edilmemişti. , 2 Nisan 1982'de Arjantin'in Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etmesi ile başlayan savaştır. Savaş altı hafta sürmüştür.
Adaların işgali Arjantin için kendine ait olan toprağını geri almak,İngiltere için ise denizaşırı bir İngiliz toprağına yapılan saldırı anlamına geliyordu. Ayrıca bu olay İngiltere için bir İngiliz toprağına uzun zamandır yapılan ilk saldırıydı.
Savaşın sebep olduğu politik etkiler,iki ülkede de çok sert oldu. İki ülke de vatanseverlik rüzgarları esti. Arjantin’in yenilgisinin ardından ,Askeri hükümete karşı şiddetli gösteriler yaşandı ve askeri hükümetin devrilmesine sebep oldu. İngiltere’de ise kazanılan zafer başbakan Margaret Thatcher ve hükümetine destek sağladı. Gelecek seçimlerde hiç şans tanınmayan Margaret Thatcher hükümetin 1983 seçimlerini kazanmasını sağladı.
Savaşın Öncesi:
Falkland Adaları üzerindeki egemenlik sorunu 1964'de Birleşmiş Milletler'de Sömürge Sorunları Komisyonu'nun gündemine geldi. Arjantinlilere göre, Malvinas olarak bilinen adalar Arjantin'in bir parçasıydı. Adaların Güney Amerika'ya coğrafi yakınlığı vardı. Arjantin, İspanya'nın halefi olduğunu ileri sürüyordu. İngiltere, adalar üzerindeki hükümranlığı Arjantin'e devretmeli, yönetimi belirli bir anlaşmaya uygun olarak sürdürmeliydi.
İngiltere ise adada yaşayan İngiliz asıllıların isteklerine aykırı olduğundan, böyle bir düzenlemeye gidemiyordu. İngiltere 1833'den beri adalar üzerinde "işgal ve yönetimi" sürdürdüğünü ve Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın 1. maddesine göre Falklandlılar'a self-determinasyon ilkesinin uygulanması gerektiğini ileri sürüyordu. İngiltere'ye göre Falkland Adaları, Arjantin'in yönetim ve denetimine geçerse sömürge durumu sona ermeyecek, tam tersine başlayacaktı.
Savaş ve sonuçları:
Yıllarca süren müzakereler bir sonuç vermeyince Arjantin Falkland ve Güney Georgia Adalarını işgal etti. İngiltere, Güney Amerika'ya hemen bir görev kuvveti gönderdi. İngiltere, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Ekonomik Topluluğu'nda (AB) büyük diplomatik destek gördü; Arjantin'e ekonomik zorlama tedbirleri uygulandı.
25-26 Nisan 1982 tarihlerinde İngiliz birlikleri Güney Georgia Adasını ele geçirince, Falkland Adalarındaki Arjantin birlikleri komutanı teslim oldu. Arjantin Devlet Başkanı Galtieri'nin ayrılmasından sonra İngiltere adalardan çekilmedi ve iki ülke arasındaki sorun kesin bir çözüme bağlanamadı. Savaşın sonucunda, 258 İngiliz ve 649 Arjantinli ölmüş, adalar İngiltere kontrolünde kalmaya devam etmiş, fakat Arjantin de adalar üzerindeki hak iddiasından vazgeçmemiştir.
Kayıplar:
649 ölü
1.068 yaralı
11.313 esir
75 hava aracı
25 helikopter
1 denizaltı
3 kargo gemisi
2 devriye botu
1 nakliye botu
777 yaralı
115 esir
10 Sea Harrier
24 helikopter
2 destroyer
2 fırkateyn
1 çıkarma gemisi
1 amfibi botu
1 konteyner gemisi
1 hafif kruvazör
258 ölü
Bu savaşla olduğu söylendiği bir gerçek. Araştırdığım bilgilere göre Falklands Savaşı anlatılıyor.
Yazan: Cem Kurtuluş
Tractor / Tractor (1972)
1 yıl önce
0 Reply to "Iron Maiden- A Matter Of Life And Death (2006)"
Leave a Comment