The X Factor albümü Iron Maiden’in en karanlık albümlerinden biridir. Günler 2 ekim 1995’i gösterdiğinde albüm Steve haris ve Nigel Green prodüktörlüğünde raflardaki yerini almıştı. Bruce’un ayrılmasından sonra kafalarda çok soru işareti kalmıştı. Iron Maiden,Bruce Dickinson olmadan yapamaz diyenler, gözünde Bruce’ı tanrı ilan edenler Bruce’tan sonra kim gelirse gelsin belki de albüm güzel ve gizemli olsa bile albümü beğenmeyeceklerdi. Steve’in albüm çıkmadan önce bir açıklama yapmıştır ki yüreklere su serpmiştir. Iron Maiden'ı Bruce Dickinson'dan ibaret zannedenler bu albümü dinleyince çok şaşıracaklar aynen böyle demiştir.


Şaşıranlar hatta Steve’in bu sözlerine karşılığı olanlar bile olmuştur. Albümün kapağına bakınca ne kadar gizemli ve karanlık olduğunu içinizde hissediyorsunuz. Ama albüm birtürlü sevilemedi bunun nedeni önyargı’da olabilir. Önyargının nedeni se gayet açık Tanrı ilan ettikleri Bruce Dickinson’un gruptan ayrılmasıydı. Karısından ve çocuklarından ayrı bir steve düşünürsek albümün karanlık ve gizemli olması normaldir. Albümün kapağı ise çoğu ülkede yasaklanmıştır. Ne kadar karanlık olduğunu da siz düşünün artık. Albümün çizimini bazı kişiler Derek Riggs olarak bilirler,ama Derek Riggs değildir çizimi Megadeth,Rush gibi grupların albüm çizimini yapan hugh syme adlı çizimciye aittir.Ayrıca bazı hayranlara göre bu albüm bir zafer olarak nitelendirilir.


Parça Listesi
1. "Sign Of The Cross" (Harris) – 11:17
2. "Lord Of The Flies" (Harris/Gers) – 5:03
3. "Man On The Edge" (Bayley/Gers) – 4:13
4. "Fortunes Of War" (Harris) – 7:23
5. "Look For The Truth" (Bayley/Gers/Harris) – 5:10
6. "The Aftermath" (Harris/Bayley/Gers) – 6:20
7. "Judgement Of Heaven" (Harris) – 5:12
8. "Blood On The World's Hands" (Harris) – 5:57
9. "The Edge Of Darkness" (Harris/Bayley/Gers) – 6:39
10. "2 A.M." (Bayley/Gers/Harris) – 5:37
11. "The Unbeliever" (Harris/Gers) – 8:10

Sign Of The Cross, Bir ses geliyor korkutucu bir ses adeta koro gibi insanı korkutuyor. Şarkının büyüsüne hemen kapılıyoruz. Tabi o ses bir gizemin habercisidir.Blaze’in şarkıya hızlı girişi bizi biraz da olsun büyünün etkisinden kurtarıp,büyük bir hızla harekete geçiriyor. 11 dakika boyunca inanılmaz değişimler ,melodiler,sololar, Nicko’nun davul ataklarıyla şarkı bir şölene dönüşüyor. Dini sorgulayıcı sözlerle ve büyülü atmosferiyle Steve’in en büyük epiklerinden biri. Acaba bu şarkıyı blaze bu kadar güzel seslendirirken hala Bruce diye sayıklayanlar var mı diye düşünüyorum. The sign of the cross ,The name of the rose,a fire in the sky ,The sign of the cross bu kısımlar her şeyin özetidir.

Lord Of The Files, Lord of the files isimli roman ve film’den esinlenilmiş uygarlıktan barbarlığa yolculuk yapmak zorunda kalan gençlerin şarkısı. Rivayetlere göre kitap çok korkunç ve ürkütücü konusuyla dikkat çekiyormuş. Romanı okumadım ama Roman’ın konusu bir kaza sonucu bir adaya düşen çocukların dostlukları ve düşmanlıklarını anlattığını biliyorum. Edindiğim bilgilere göre böyle konulardan bahsediyorlar.Ek bilgi eklemek gerekirse romanın yazarı İngiliz ismi ise William Golding isimli biridir. Kalp yetmezliğinden ölmüştür. Şarkıya dönersek OOO Kısmını çok severim ,konserde inanılmaz olur.Şarkıda özellikle şu kısım nelerden bahsettiğini anlatmaktadır. Saints and sinners, Something within us,To be lord of the flies…

Man On The Edge, Blaze ile çıkan ilk single olma özelliğini taşımaktadır. .Falling down film’den esinlenerek yaratılmıştır. Bir günde her şeyini kaybeden bir adamın hikayesidir. Blaze’in hızı da bu noktada önemlidir. Özellikle ara kısımlarda Blaze’in Fallen Down diye bağırması aynı Lord of the files’in Ooo kısmına benzemektedir. Bu da tam konser şarkısıdır. Herşeyini kaybeden bir adam ne kadar umutlu olabilir ki. Hiçbirşey adil ve eşit değil normal olarak böyle bunalımda yaşayan bir insan ne kadar iyi ve güzel yaşayabilir ki. Herşeyini kaybeden adam,ama kimler tarafından yapılıyor bunlar,bir insan her şeyini hemen kaybedemez bunun önüne engeller geçer. Hikaye bu şekilde gider.

Fortunes Of War, Bu şarkıyı ilk dinlediğinizde ne kadar karanlık olduğunu hissedeceksiniz. Blaze’in şarkıya gizemli girişi vardır ki bu inanılmaz bir şeydir. Savaşın karanlık yüzünün en güzel örneklerindendir. Bir askerin kendi kendini sorgulaması ve savaş sonrası girdiği depresyonu o kadar güzel anlatır ki insanın etkilenmemesi mümkün değildir. İnsan klibini de izleyince gerçekten tuhaf oluyor.

Look For The Truth, Adından belli olduğu gibi gerçeği arayan bir insanın şarkısı. Fortunes of War gibi bi giriş yine sessiz yine karanlık yine gizemli bir giriş bizi karşılıyor. Blaze’in o ürkütücü sesi yok mu insanı korkunun içine çekiyor .Özellikle baştaki gitar tonları kulağımıza iyice işliyor.Şarkı hızlandıkça davul atakları hızlı hızlı geliyor,bu da bizi harekete geçiriyordu.Bu şarkı pek çok kişinin yaşamını değiştirmiştir. Değiştirmemişşe bile sözleriyle etkilemeyi başarmıştır. Yine OOO Kısmı süperdir. To shadows of the past,Take a breath and I scream attack bu da her şeyin özeti olarak gösterilebilir.

The Aftermath, Albümün genel temasının en tipik örneklerinden. Gitar girişi çok önemlidir. Savaşı ,karanlığı sorgulayan bir başyapıt. After the war What does a soldier become şu nakaratlar ise her şeyin özeti. Bu da bir askerin görevi başında söylediği bir söz olsa gerek. I'm just a soldier. Ne kadar anlamlı olduğunu gözler önüne seriyor. Bazı rivayetlere göre bu şarkıya şöyle yorum yapılır. Bu şarkı isteyerek erişebilen bir şarkı değildir,birçok kişi ilk dinlediğinde şarkıyı beğenmeyecek onun derinliğini anladığında şarkı size güç sağlayacaktır. Ayrıca bu şarkının ilginç bir özelliği vardır ki bu da İngiliz şair siegfried sassoon ‘un bu şarkıya aftermath adlı şiir uyarlamasıdır. Ayrıca şair’in en bilindik eseri they isminde adlı kitaptır. Kitabın bir bölümünde ise savaş hakkında şöyle sözler geçer. Edindiğim bilgiye göre şöyle bir şey geçer. Bunu papaz demiştir. savasin anlamsizligina, dogurdugu siddete kadercilik yaklasimi getirerek son noktayi koyar. Ayrıca edindiğim bir bilgiye göre temanın genel konusu I Dünya savaşıdır. Almanya’nın avusturya’ya yardım etmesi gibi nedenler gösterilebilir.

İngiltere o zamanlar Almanya’nın siyasi ve ekonomik açıdan güçlenmesinden rahatsızlık duymuştur. Kendisine rakip olacak güçlerden kurtulmak ,Alman birliği ile bozulan Avrupa’daki güç dengesini tekrar kurmak istemiştir. Almanya’nın denizlerde güçlenmesinden rahatsızlık duymuştur.

Judgement Of Heaven, Bu şarkı Steve’in ne kadar büyük söz yazarı olduğunu ispatlıyor. Hayatı sorgulayıp ,ölümden sonra ilahi adalet inancını anlatıyor. İnsanların sonunda varlığın anlamını kabul ettiklerini ,çünkü cennetin yargısının beklediğini bilirler. Yaptıkları ve yapacakları ölümden sonra sorgulanacaktır. Bu şarkıya sadece bir inancın göstergesi diyebiliriz. Herşeyin özeti ancak öyle anlatılabilir. İnsanı düşündürür,hatta şarkıyı dinlerken fazla düşünürseniz bu defa kendinizi kaybetmenize neden olabilir. Melodiler birbirini takip eder. En sevdiğim kısım ise Blaze’in Oo ile girip All of my life I have believed,Judgement of Heaven is waiting for me bu sözleri söylemesidir. O sözlerden sonra solo bi girer ki hiç kesilmesini istemeyiz. Çünkü adeta sizi gideceğiniz yere kadar sürükler.

Blood On The World’s Hands, Bosna savaşını anlatan blood on the worlds hands, dünyadaki o küçük yerde bulunan acıyı, korkuyu, incinmeyi ve hayvanlığı anlatıyodu,. Steve’in bass solo introsu muhteşemdir. Çoğu arkadaşım Bosna’lıdır ve bu çok üzünç bir olay. Bosna Katliamında verilere göre ölen kişi sayısı 312.000’dir. Bundan sonra zorunlu göçler başlamıştır. 2 milyon kişi çeşitli yerlere göç etmeye başlamıştır. Savaşın doğurduğu sonuçları böylece görebiliyoruz. 1980’de Tito’nun ölümü ordaki savaşı etkilemişti ve Bosna Hersek büyük güç kaybetmişti. Tabi o zamanlar Yugoslavya devleti hepsi bir toprak altında birleşmişti. Boşnak,Hırvat,Arnavut,Sırplardan oluşuyordu. Bu yüzden Tito sadece Bosna Hersek’te birliği sağlamıyordu,Yugoslavya’nın birliğini sağlıyordu.Çünkü Tito birliği sağlıyordu. Bu savaş için sadece şunu diyebiliriz. Adaletsizlik,Dehşet,acımazsızlık ifadesini kullanabiliriz. Dünya kan ağlıyordur,Bosna katliamı tarihte kara sayfalarda yerini almıştı.

The Edge Of Darkness, Şarkının girişindeki sessizce gelen gitar soloları bizi karanlığın içine çekiyor.Blaze’in ürkütücü sesiyle zaten nasıl bir karanlığa kapıldığınızı anlayacaksınız. Sonra Blaze’in sesininin harekete geçmesiyle o korkuyu içimizden atıyoruz. Acolypse Now filmi ve Joseph conrad'in
Heart of Darkness kitabindan esinlenilmis bir sarki. Kombocya'da
özel bir öldurme görevine giden bir eskerin ic hesaplasmasini,
degisimini anlatir. Film’den bahsetmek gerekirse Film 1979 yılında gösterime girmiştir. Film Yüzbaşı Benjamin L. Willard'ın eski bir yeşil bereli subay olan Kurtz'u arayış hikâyesini anlatır. Kurtz, Amerika ordusundan bağımsız olarak, yerlilerden ve ona katılmış diğer Amerikalı askerlerden oluşan tarikat benzeri topluluğu ile, Kamboçya'nın iç bölgelerinde Kuzey Vietnam'lılara karşı savaşmaktadır. Yüzbaşı Willard ise, Kurtz'u bulmak ve yoketmekle görevlendirilmiştir. Film’in konusu bu şekildedir. Ayrıca Film’i izlemenizi de öneririm.

2AM,Yaşamın anlamsızlığını ve yararsızlığını sorgulatan bir eser. Şarkı ilgi çekici bir melodiyle başlamaktadır. Çok sade ve rahat,eğer yorgun iseniz bu şarkıya açarsanız eminim biraz da olsa yorgunluğunuz gidecektir. Özellikle Blaze’in bu nakaratları söylemesi (Here I am again,Look at meagain,Here I am again ,On my own) insanı nedense coşkulandırıyor. Özellikle bu şarkıda en karşılaştığımız sorulardan biride şudur. Yaşamın anlamı var mıdır yok mudur,insanoğlu ne için yaşar,yapacakları veya sorumlulukları var mıdır gibi soruları insanlar kendilerini sorup kendilerini sorgularlar. Blaze’in katkılarını unutmamak gerekir. Adam hakkını vermiş dedirtiyor. Ama Blaze’e zamanında bu albüm yüzünden çok haksızlık yapılmıştı. Niye mi cevabı çok basit tanrı olarak gördükleri Bruce Dickinson’un yerini tutamadığını düşündüler. Aynı bu yıllar önce Ac/Dc grubunda ölen Bon Scott’un yerine Brian Johnson gibi,ama Bon ölmüştü Bruce ölmedi. Ac/Dc fanları ölümünü kabul etti,ama Bruce’un gidişi Iron Maiden hayranlarını büyük hayal kırıklığına neden oldu.

Albümün kapanısı melodik The Unbeliever'le,Bu şarkıdan çoğu hayran eminim dinlediklerinde belki de tatmin olmamışlardır. İç hesaplaşmalarla ilgili bir başyapıt. Yine düşündüren,sorgulatan mükemmel eser desek yanılmayız herhalde. Sololar birbirini takip etmiş,melodiler insanı uçurmuş bir eser için daha fazla ne diyebiliriz ki. Ancak mükemmel yorumunu katabiliriz. Melodik yönden çok sağlam bir parça diyip bitiriyorum.

Kadro
Blaze Bayley Vokal
Steve Harris Bass Gitar
Dave Murray Gitar
Janick Gers Gitar
Nicko Mcbrain, Davul

Albüm’ün 1995’te çıktığını farzedersek tabi o zaman ben çocuktum. Albümle daha tanışmamıştım. Türkiye’de albümler kaset’e çekilir,kasetten dinlenirdi. En zevklisi de böyle olsa gerek. Albüm hiçbir zaman hak ettiği değeri alamamıştır. Bu albümü iyice sıkıca dinlesinler ,iyi analiz etsinler sonra ne kadar çok Blaze’e haksızlık ettiklerini göreceklerdir. Zamanında yerden yere vurulan albümdü. Özellikle şarkı sözlerini iyi incelemelerini öneririm.

YAZAN: Cem Kurtuluş



edit post

0 Reply to "Iron Maiden The X Factor (1995)"