
1980’li yıllara damgasına vuran, klasik balladlarıyla insanları ağlatan ,Scorpions gibi bir gruba Klaus Maine’nın hastalanması sonucu yerine şarkıları söyleyen bir grubun vokalinden söz ediyoruz. Heavy metal dünyasında saygı değer müzisyen olmasının yanında melodik tarzı ile bilinir. . Dokken grubunun vokalisti Don Dokken’den söz ediyoruz. Don Dokken'ın müziğe karşı daima bir ilgisi vardı.
Break the chains gibi albüm çıkarmışlardı,ama amerika’da yayınlanmamıştı. Bunun sebebi plak şirketinin albümü çıkarmaktan vazgeçmesidir. Elemanlar sonradan avrupa’da plak şirketi aramaya çıkıyor.
Avrupa’da çok sevildiler , ama amerika’da listelere bile giremediler. Grubun Amerikalı olmasından dolayı mı bilmiyorum. Kayıtların o kadar da kötü olduğunu düşünmüyorum. Kötü olsaydı avrupa’da da sevilmezdi.
Şarkı Listesi
1. "Breaking the Chains" (Don Dokken/George Lynch) – 3:50
2. "In the Middle" (G.Lynch/D.Dokken) – 3:44
3. "Felony" (D. Dokken) – 3:07
4. "I Can't See You" (D. Dokken/Juan Croucier) – 3:12
5. "Live to Rock (Rock to Live)" (G. Lynch/J. Croucier/D. Dokken) – 3:38
6. "Nightrider" (D. Dokken/Mick Brown/G. Lynch) – 3:13
7. "Seven Thunders" (G.Lynch/M. Brown/D. Dokken) – 3:56
8. "Young Girls" (G. Lynch/D. Dokken) – 3:14
9. "Stick to Your Guns" (D. Dokken) – 3:24
10. "Paris Is Burning [Live]" (G. Lynch/D. Dokken) – 5:08
Aslında şarkılar tek tek açıklanacak kadar derin değil. Ama eğlenceli olduğunu söylemeliyim. George Lynch gitarıyla hayranlarına ziyafet yaşatırken,Don Dokken o muhteşem sesiyle insanları büyülüyor. Break the chains şarkısı bir marş niteliğinde olduğunu söylemeliyim. Mike Brown’un o kısa davul ritimleriyle eğlenceli bir şekilde şarkı açılıyor,son halini alıyor. 2.14’de gelen Lynch’ın o gitar soloları şarkının nasıl bir şey olduğunu ifade ediyor. Sadece bununla kalmayıp Lynch’ın gruptaki konumunu da ifade ediyor.
İn the middle şarkısı da insana gerçekten büyük zevk veriyor. Özellikle in the middle diye don dokken haykırırken bizlerde haykırıyoruz. Şarkının başlarında don dokken’in sessizce girişi,şarkı ilerledikçe ooo seslerinin yükselmesi ,sonradan don dokken’in in the middle diye haykırması olayı bitiriyor. Lynch faktörünü unutmamak gerekir. Bu adama ne desek hak ediyor be kardeşim.
Don dokken yapımı felony adlı şarkıya geçiyoruz. Don dokken’i kendi emekleriyle yarattığı bir şarkı desek yanılmayız herhalde. Klasik lynch soloları bu şarkıda da bulunmaktadır. Bizi sololarından mahrum bırakmıyor. Şarkının isminden anlaşılacağı gibi bir suçluyu anlatmaktadır. Kalbine bağlı olan bir suçlu mu onu bilmiyorum. You're here in my heart
Felony bu satırlar anlatmamıza yetecektir herhalde.
I can't see you,Favori şarkılarımdan biri olduğunu söylemeliyim. İnsanı aşırı derecede eğlendiren bir yapısı var. Şarkının başlarında sessiz giriş,sonra ilerleyen dakikalarda şarkının hızlanması insanda coşku yaratıyor. Aşık olan birini ve o aşık olan kişinin sadece bir şans istediğini anlatmaktadır. O şansı verdiği takdirde,doğru yapacağını söylemektedir. Don Dokken’e vokalde bi de Juan Croucier eklenince ortaya mükemmel bir iş çıkıyor. Zaten şarkının gidişatından da anlıyorsunuz.
Live to Rock denince aklıma nedense saxon geliyor,Rock ile yaşamak işte,bu da dokken’in önem verdiği parçalardan biridir. Croucier,Lynch,Dokken yapımıdır. Rock ile yaşamak isteyenler için. Sonsuzluğu elinde bulundurmak isteyenler için,özgürlüğün peşinde koşmak isteyenler için. I Cant see you şarkısında olduğu gibi Croucier’ı şarkıda görüyoruz. Açıkçası back vokali fena da yapmıyor. Kambersiz düğün mü olur cevabı George lynch için geçerlidir herhalde,Lynch’siz şarkı mı tamamlanır. O mükemmel sololardan hayranları eksik mi kalacak tabiki de hayır.
Şarkının için Mick Brown ismini görmek oldukça güzel bir şey. Tehlike ve çılgınlık bu iki kelimenin tanımı kesinlikle motor kelimesinin altında yatıyor. Gece sürücülüğünü anlatmaktadır. Rota belli. Ana yollar,otobanlar çılgınlığın olduğu her yer. Okula gitmeye ihtiyaç duymayan biri,ama motorla dünyaya gezmeyi isteyen biri. Tam east rider düşüncesi. Dünyaya doğru yolcuğa çıkmak isteyen biri. Motoru sürmeye başladığında dünya onun elinde olacaktır.
Nedense Thunders sözünü her duyduğumda aklımda aklımda heavy metal thunder şarkısı canlanıyor. Şarkı Mick Brown,George Lynch, Don Dokken yapımıdır. Diğer şarkılara göre daha sönük kalmış olabilir. Lynch’ın o ustaca gitar tonlarıyla şarkımız başlar. Favorim olmasa bile,rahatlamak için dinlerim. 2.07’de gelen lynch’ın o klasik soloları ise dudak uçuklatan cinstendir.
Lynch’ın o güzelim gitar tonlarıyla şarkıya giriyoruz. Eğlencenin doruk noktası bu şarkıdır. Young girls ,genç kızlar genç kızlar,ben onların hepsini severim nakaratlarına şahit oluyoruz. Girls kelimesini ne zaman duysam da çılgın glam metal grubu mötley crüe grubu aklıma geliyor. Kızlarda kızlar nakaratlara sahip olan mötley crüe çok eğlenceli bir gruptur,dokken’in de bunlardan bir farkı olduğunu düşünmüyorum. En azından bu şarkıda mötley crüe ile aynı özelliklere sahipler.
Şarkının yapımı her ne kadar don dokken’e ait olsa da şarkının yapımına katkı sağlayan diğer isim Juan Croucier’dır. Şarkının başlarında bizi bass gitarıyla selamlıyor. Şarkının sözlerinde ise ihtiyacın olan şey için savaşmalısın,pes etmemelisin kelimelere yer verilmektedir. Bu aslında günlük yaşamımızda da böyledir. İhtiyacımız olan şey için savaşırsak,bizim için daha yararlı olur. Bize yarar sağlayan şey bizi ileriye götüren şeydir.
George Lynch’ın o delice sololarını attığı Paris is burning şarkısına geçiyoruz. Şarkının isminden anlaşılcağı gibi Paris yanıyor. Şarkının liriklerinde ise kadınının kendisine karşı soğuk olmasından yakınmaktadır. Paris yanarken sevgilisinin yanında olmasını istemektedir. Don dokken o rahatlatıcı sesiyle insanlara huzur veriyor. Albümün kapanış parçası olması insanı daha çok keyiflendiriyor.
Albüm analizimiz burada sona erdi. Dokken’in dinlenmesi gereken albümlerinden biri olduğunu düşünüyorum.
Hazırlayan: Cem Kurtuluş.
Tractor / Tractor (1972)
1 yıl önce
0 Reply to "Zincirleri Kır- Dokken -Break the Chains (1983)"
Leave a Comment