Sad Wings of Destiny

Heavy metal grubu Judas Priest’in 1976 yılında yayımlanan albümüdür. İçinde büyük klasikler barındıran,Tim Owens The ripper şarkısından etkilenerek lakabını Ripper koymuştur.(Duyduğum bilgilere göre). Albümün gull records etiketiyle çıkması ve gerekli tanıtımın yapılamaması sebebiyle rock müzik piyasasında hak ettiği ilgiyi görememiş bir albümdür. Judas priest, bu albüm sonrası cbs records ile anlaşmış ve dünya çapında popülerlik kazanmıştır. Fakat ne yazık ki, geniş kitleler dreamer deceiver gibi bir şaheserden mahrum kalmıştır. Albüm kapağında ise gizemli olaylar yatar. Melek masum masum bakar.


Albüm Rock piyasasında hak ettiği ilgiyi görmemiştir. Albüm Rocka Rolla albümünden sonra çıkmış Judas Priest’in ikinci albümdür. Judas Priest’in en çok coverlanan parça sıralamasında ripper, victim of changes gibi şarkılar yerini alır. 1976’da çıkmış ve yıl 2008 hala albüm konuşulmaktadır. Çünkü Efsane albümler sıralamasında yerini almıştır. Rob adeta o çığlıkları mükemmel performansıyla bizlere gösteriyor. Albümde müthiş riff çılgınlığı vardır. Rob Halford bu sesleri nasıl çıkarıyor,bir ses bu kadar mı bizi etkiler diyebiliyoruz. Ayrıca Pavoratti Dünyanın en güçlü sesinin Rob Halford olduğunu söylemiştir. Ayrıca Gull Records’la sorunlar hala sürmektedir. Bu yüzden Judas Priest albümlerini gruptan izin almadan hala basıyorlar bunun sonucunda sorunlarda devam ediyor. O senelerde Efsanevi grup Lep zeppelin ‘in ön grubu oldular. Hem İçerik olarak Hem de müzikal olarak Judas Priest’in kendisini kanıtladığı albümdür. Lep Zeppelin gibi bir grubun önünde çalmak o kadarda kolay değil,Demek ki Led zeppelin elemanları Judas Priest’te ışık görmüşler ve Led zeppelin’in Judas Priest’in bugünlere gelmesinde katkısı vardır.

Kadro:

Rob Halford: vocals
K.K. Downing: guitar
Glenn Tipton: guitar, piano
Ian Hill: bass guitar
Alan Moore - drums

Victim of Changes, Artık yaşlanan bir kadının erkeklere güzel gözükmemesi üzerine yazılmıştır. Bu albümdeki özellikle bu şarkıdaki çığlıkları bir insan duyamıyorsa o insanın kulağından şüphe etmemiz gerekir. Başlarken arkadan gitar sesi yükselmekte ve sonradan araya kısa davul tonları girmektedir. Davulla birlikte birbirini takip eden gitar soloları yer almaktadır ve aniden Rob Halford’un mükemmel sesi ortaya çıkıyor. Bu şarkıyı ilk dinlediğimde biri bana sormuştu kedi mi miyavlıyor demişti,hayır o bir vokalin sesi demiştim. İşte Rob Halford böyle vokaldi işte. Özellikle yolda bir gezi sırasında veya tek başına yürüdüğünüzde bu şarkıyı dinliyorsanız büyük bir heyecana kapılacaksınız. Hatta şarkının sesi açıksa yoldan geçen biri bu da nedir insan sesi mi tepki verenlerle bile karşılaşabilirsiniz. Özellikle sonlardaki ‘’No’’ sesleri bu bir insandan mı çıkıyor mu dedirtiyor.

The Ripper, İced Earth grubundan Tim Owens ‘in seslendirdiği Judas şarkısıdır. Tim Owens’ın lakabıdır. Başlardaki rifflerin bana biri gitardan çıkmadığını söylesin,çünkü bu kadar müthiş notalar bir gitardan çıkamaz. Ama hepsi aynı gitardan çıkıyor,ve bunlar gerçek. Gitardan sonra Rob’un çığlıklarını söylemek bile istemiyorum. Çünkü hepsi açık ve net biçimde ifade ediliyor. Özellikle ‘’Ripper’’diyişiyle nasıl bir vokal olduğunu gösteriyor. Bu şarkı özellikle King Diamond’dan da dinlenmelidir. Albüm kapağının bu şarkıyla bir bağlantısı var ya da bu şarkıda bir gizemlik var.

Dream Deceiver, Nasıl bir giriştir bu evet duygusal şarkı gibi görünüyor ama duygusal olarak farklı görünen şeyleri anlatır gibi gözüküyor. Bu ne mi olabilir Aşk,sevgi,mutluluk gibi şeyler olabilir. Ama Judas Priest gizemli sırlarıyla ortaya çıkıyor. Bu ne mi Evren’in gizli sırları ve Gerçeğe yolculuk. Evrende bizleri neler bekliyor,bizim yapmamız gereken nelerdir,Gerçeklerle ne zaman yüzleşeceği gibi soruların tek cevabı Evren’de bizi bekleyen sırlardadır. Bu şarkı bir o kadar gizemli ve anlaşılması zor olan şarkıdır. Judas Priest’de bu şarkıyı gizli sırlarıyla gayet belli ediyor. Rob Halford’un ve Judas’ın bana göre Angel’dan sonra mükemmel balladlarından biridir,ama içerik olarak farklıdır. İkisinde karşılanması gereken ayrıntılar biri Meleği ve sevgiyi biri Evreni ve dünyayı anlatır. Ve şarkının bitmesine 2 dakika kala Rob Halford mükemmel çığlıklarıyla adeta bizleri mest ediyor.

Deceiver, Nasıl bir giriştir bu,nasıl gitar tonlarıdır başlardaki girişleri ne kadar dinlediğimi unuttum. Yine Evrendeki gerçekler,Yine Gerçeklere yolculuk yine Judas Priest. Judas Priest bu yüzden anlaşılması zor bir gruptur. Çünkü şarkı sözlerini bile çevirirken farklı bir anlamla karşılaşabiliyorsunuz . Rob’un olağanüstü vokaline söz söylemek yakışır kalmaz. Gitar tonları,davul kadar beynimize işliyor ve o sırada Rob’un araya girmesi ortalığı karıştırıyor. Yine Evren neden diyoruz peki Çünkü Meteor’dan bahsediyor. Yıldızlardan,Gök cisimlerinden ve Evrende bulunan ama görünmeyen maddelerden ve birçoğundan bahsediyor. Sonlara doğru klasik gitar duyuyor gibi oluyoruz. O sesleri duymamızla şarkı bitiyor. Ele almak gerekirse mükemmel riff ve sololarla donatılmış bir şarkıdır.
Preluder, Albümün enstürümantel şarkılarından biridir. Ne olduğuna dair ufak bir fikrim bile yok. Ne üstünde araştırma yapılacak bir parça,ne de anlaşılması gereken bir parça. Bunları neden mi söylüyorum,çünkü şarkıda gizem olduğuna inanıyorum. Benzetme olarak ‘’dang’’sesini eski Türk filmlerinde dövüştürülmesi için çalınan sese benzettim. Çünkü çok benziyor. Ruhunuzun derinlerine kadar inebilecek bir parça. Ama bu parçada bir gizem var,ama hala çözemedim. Bazı gruplar vardır söz yazmaz enstürümantel olarak albüme koyar,ama sonradan sözlerinin olduğu belli olur. Belki de Judas Priest böyle bir gruptur.

Tyrant, Parçanın başlarında mükemmel gitar seslerini duyuyoruz ve davul tonları şarkıya eşlik ediyor ve aniden Rob ortaya çıkıyor. Bu şarkıda vokal oyunu var desek yanılmayız herhalde. Judas Priest’in bu şarkısını overkill müthiş bir yorumla coverlamıştır. Ayrıca Grave Digger’in heavy metal breakdown albümünden mükemmel parçalarından biridir. Adeta gitarlarla oynuyorlar. Ve sonlara doğru gelen çığlık bizi çıldırtıyor. Bu şarkıda sanki 2 vokal var gibi gözüküyor,çünkü iki yandan ses çıkıyor. Ama bir gerçek var ki bu ses Rob Halford’dan çıkıyor. Bu da Rob’un ne kadar yetenekli olduğunu gösteriyor. Arka taraftan diyoruz ki kesin Back vokal şarkının içinde ama bu şarkının tamamını Rob’tan çıktığını duyunca adeta şaşkına dönüyoruz.

Genocide, Şarkının içinde Sin After sin diye sözler geçmektedir. İnsan düşünüyor acaba Sin after sin albümüne gönderme mi var diye . Rob’un performansından bahsetmek gerekirse o nasıl çığlıklardır,o nasıl sestir öyle,insanı hayretler içinde bırakan bir ses demekten başka bir şey diyemiyoruz. Ama bu ses’in Rob Halford’dan nasıl çıktığını anlayamadım. Pavarotti zamanında boşyere övmemiştir Rob Halford’u. Ama tabi insanlara göre Dünyanın en iyisi göreceli ve değişken bir kavramdır.

Şarkının ana konusu toplu soykırım üzerine kuruludur. Şarkıda siyasi göndermeler var. Özellikle Kapitalizm ile ilgili görüşlere daha çok yer veriyorlar. Bunu şuna benzetebiliriz. Bir ülkeyle savaşırken başka ülkeden bedelle asker almaya benzetebiliriz. Para ve Kapitalizm bu cümleler size bir şey anımsatmıyor mu yoksa.
Epitaph, Adeta Rob Halford şovu,o sesleri nasıl çıkarıyor,sesini bir anda nasıl değiştiriyor şaşılmıcak gibi değil. Rob Halford öyle parçalar yorumluyor ki sadece Heavy metal vokali olmadığını gösteriyor. Karşıdan bakınca bu adam Blues’ıda seslendirebilir dedirtiyor. Ama Blues müziğini seslendirmek o kadarda kolay değildir. The ripper’daki parçayla bu parça bunun en büyük göstergesidir. Epitaph’ın kelime karşılığı mezar kitabesi olarak karşımıza çıkıyor. Sözlerin ise karşımıza karanlık biçimde çıkacağını tahmin edebiliriz. Mezar sözcüğünden neyi anlattığına dair mantık kurup,fikir üretebiliriz. Judas Priest’in Biraz geride kalmış şarkılarından sadece bir tanesidir. Ayrıca 1969’da King crimson tarafından da Epitaph adında şarkı yazılmıştır.

İsland Of Domination, Parça davul tonlarıyla başlıyor ve Rob’un mükemmel sesi araya giriyor. Rob Şovunun büyük bir kısmı bu şarkıda geçiyor. O çığlıklarla adeta bizi kendimizden geçiriyor. Sesini farklı şekilde kullanabiliyor ve bu şarkıda da bize bunu gösteriyor. Şarkıda en mükemmel olarak gördüğüm kısım ise son ‘’15’’saniye kala Rob’un o muhteşem çığlıklarıdır. Şarkıya içerik olarak bakarsak Bir Ada’dan söz ediliyor,ama nasıl bir ada veya o adanın içinde geçen bir hikaye mi bilmiyorum. Hikayede olabilir ,çünkü bu albüm hikayelerle dolu bir albüm.

Parça Listesi
1. "Victim of Changes" (Atkins, Halford, Downing, Tipton) – 7:47
2. "The Ripper" (Tipton) – 2:50
3. "Dreamer Deceiver" (Atkins, Halford, Downing, Tipton) – 5:51
4. "Deceiver" (Halford, Downing, Tipton) – 2:40
5. "Prelude" (Tipton) – 2:02
6. "Tyrant" (Halford, Tipton) – 4:28
7. "Genocide" (Halford, Downing, Tipton) – 5:51
8. "Epitaph" (Tipton) – 3:08
9. "Island of Domination" (Halford, Downing, Tipton) – 4:32

HAZIRLAYAN: Cem Kurtuluş



edit post

0 Reply to "Judas Priest -Sad Wings Of Destiny (1976)"