27 temmuz Pazartesi günü Zardanadam konserindeydik,bundan önce Küçükçekmece şenliğinde çıkacaklardı ama bazı sebeplerden dolayı konser iptal olmuştu,ama bu konser her şeyi unutturdu,Mekan’a daha önce gitmemiştim ama sorarak öğreniyorduk ,ben mekana geldiğimde ayarlar kontrol ediliyordu,Beşiktaş semtinin halkı orda bulunuyordu.Küçük çocuklar,gençler,yetişkinler herkes ordaydı. Festivalin elbette amacı vardı,abbasağa park’ı yanılmıyorsam otopark yapılmak isteniyordu bunun için bu konserin amacı buydu. Otopark olmaması için insanlar elinden geleni yapmak istiyorlardı,kısaca Beşiktaş halkı bütünleşmişti,Zardanadam’da bizleri kırmayarak konsere çıkmayı kabul etmişti.


Başlarda oturuyordum ama durmadan eşlik ediyordum özellikle davul ritimlerine ayak uydurmak harika bir şeydi. Rockn roll’da tek önemli olan şey müziğe ayak uydurabilmektir,bende bunu yaptığımı düşünüyorum.Erbatur’un Rock’n Roll dövmesi her şeyi açıklıyordu aslında,o güzel ses tonuyla erbatur konsere girişi yapmıştı.Playisti sıralamak doğru olmaz çünkü bazen şarkı seçemiyorsunuz.

Ama yeni albümden şarkıları çalmayı ihmal etmediler,bunun en basit örneği ‘’Beni seversen’’şarkısıdır,o şarkı çalarken şarkılarada eşlik etmeyi unutmuyorduk. Eski albümlerden de şarkılar çaldı,bunlardan biri tamamböceği idi,etrafa eğlence saçıyordu,gruptan gitarist tolga’da seyirciyi coşturmayı ihmal etmiyordu. Tolga,seyirciye karşı çok samimiydi,diğer elemanlar samimi değildir diyemeyiz.

Şarkılar ilerliyor idi ben tabi bir yandan gidiyor gençliğim diye bağırıyordum,mükemmel bir sese sahip olan Utku’dan o şarkıyı dinleyecektik,albümde herhalde 50 defa dinlemişimdir,şarkı bağımlılık yapmıştı,şarkı insanı eski zamanlarına götürüyordu,ses sisteminde biraz aksaklık yaşanıyordu,ama yine de ses duyuluyordu.

Ben gidiyor gençliğim şarkısını beklerken,gözümün yaşını sildim ben şarkısını bekleyenlerde vardı ama gidiyor gençliğimi çalmaları beni çok mutlu etti,eminim başka dinleyicileride mutlu etmiştir.Zardanadam,bizleri eğlendirmeyi devam ediyordu,yorumlarımı playiste göre yapmıyorum,ve şimdi sırada Küçük Şirin Bir Cuma Akşamı şarkısı vardı,o şarkıda sadece gitarlar konuşuyordu,bende gitarı takip ediyordum.Bugün Cuma saat 10 aşığım gerisi boş dediğinde erbatur,eşlik etmeye devam ediyordum.Ama o kısımı nedense çok seviyorum.Konseri sarışınlar boktur şarkısıyla bitirdiler,sahneye bir küçük çocuğun çıkmasıda güzel bir görüntüydü,hatta tolga’nın gitarına küçük çocukların basması ayrı bir olaydı.Tolga,deniz diye bir kıza da pena vermişti, kız mersinden gelmişti,kıza helal olsun gerçekten.Zardanadam’ı ilk defa canlı izledim,iyiydi,eğlenceliydi.Şöyle kısa bir playist geçelim

Buradayım aslında
Tamamböceği
Sarışınlar Boktur
Gidiyor gençliğim
Beni seversen
Çelişkiler
Küçük Şirin Bir Cuma akşamı
Mayıs

İşte böyle gidiyor daha da var yani ama seninle kafam güzel çalınmamıştı.Benden bu kadar umarım yazdıklarımı beğenmişinizdir biraz kısa tuttum…


Yazan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post


Alman Metal grubu Masterplan aylardır süren spekülasyonlara aşağıdaki basın metni ile son verdi;

Aylar Süren spekülasyonlar resmiyet kazandı.Jorn Lande ve Masterplan bir kez daha güçlerini birleştirdi.Şu sıralar beraber Masterplan şahaseri üzerinde bizimle birlikte çalışıyor.Albümün yayın tarihi belli olmasada 2010 yılı başlarında raflarda olacağını söyleyebilirim.Şu sıralar Jorn Slovkaya'daki Roland Grapow Stüdyolarında vokal kayıtlarını tamamlıyor."
Devamını okuyun...>>



edit post


Uzuunnnn zaman önce çook uzak bir galakside bir grup varmış, hiçbir ticari kaygı gütmeden yayınladığı her eseri hayranlarına bedava ulaştırır; şöhreti ağızdan ağıza yayılırmış.... diye masalsı bir başlangıç sanırım en çok yerli Rock sahnemizin emekçi gruplarından Zardanadam'a yakışırdı. Devamlı söyleşmek istediğimiz ama her dakika karşımıza engeller çıkan süreçte (yazıda bahsedilen banka çalışanı rock dinleyicilerinden biriyim- Baran) grup ile delifişek yazarımız Cem keyifli bir söyleşi yaptı. Afiyet olsun...


CEM @ ROCK VAULT : Zardanadam kimdir? Sizi tanımayan ve bu satırları okuyan okurlarımız olduğu kesin. Bunun için bizi biraz bilgilendirir misiniz?

ZARDANADAM : Evden işe, işten eve doğru rutinleşen bir hayattan kurtulmak, çocukluk hayallerimizi gerçekleştirmek ve hayatlarımıza bir anlam katmak için bir araya gelen eski arkadaşlarız aslında. 2001 Ekim’de kurulduk. O günden bugüne 5 albüm, 2 single yayınladık. Bir çok şenlik, festival, bar performansı olmak üzere yaklaşık 100 tane konser verdik. Kurulduğumuzdan beri, websitemizde bütün şarkılarımızı ücretsiz ve aracısız olarak herkesle paylaşıyoruz. Ayrıca bütün albümlerimizi isteyen herkese CD olarak da gönderiyoruz. Sanatın satılmak zorunda olmadığını, başka bir dünyayı düşlemenin mümkün olduğunu gösterdiğimizi umuyoruz. Yaratıcı Ortak Mülklere ve yaratıcı bir ruhun diğerini tetiklemesinin güzelliğine inanıyoruz. Hedefimiz, bizim satmaya kıyamayacağımız kadar değerli bulduğumuz şarkılarımızı sizlerle paylaşabilmek ve her yeni albümde, şimdiye kadar yayınladığımız tüm albümlerden daha güzel albümlerle dinleyicilerin karşısına çıkabilmek.

Zardanadam grubu olarak Türk Rock Müzik piyasası hakkında neler düşünüyorsunuz?

Takip etmesi zor bir piyasa haline geldi. Teknolojinin gelişmesi ve ucuzlaması, internetin yaygınlaşması, toplumun da rock müziğe olan bakış açısının biraz olsun genişlemesiyle, ciddi bir çoğalma, büyüme yaşıyor Türk Rock müziği. Hatta şimdi ciddi paralar kazanmaya başlayan müzisyen arkadaşlarımız var, “rockstar” lar var bu ülkede. Birçok yönüyle güzel gelişmeler var. Yani en azından – türü ne olursa olsun – türkçe rock şarkılar duyabiliyoruz hayatımızda, gittiğimiz yerlerde, radyo, müzik kanallarında. Büyük festivaller, konserler izleyebiliyoruz bu sayede. Ama rock müziğin popülerleşmesi süreci, özellikle bu müziği üreten insanlar olarak zaman zaman bizi rahatsız edebiliyor.

Bize göre, rock müziğin popüler müzik endüstrisinin tetiklemesiyle patlaması, patlatılmaya çalışılması şık bir durum değil, yakışmıyor açıkçası rock müziğin özüne, felsefesine. Ama bu bütün dünyada böyle bir yandan, kaçınılmaz bir durum. Paranın çok döndüğü işler bize göre pis işler, sonu kötü olur gibi geliyor. Keşke Türk Rock müziği de bir şekilde kendi yolunu bulsa, kendi yöntemleriyle, yavaş yavaş ama emin adımlarla yeraltından yerüstüne çıksa ve sağlam bir şekilde kitlelere ulaşabilse ve uzun soluklu olabilse... Dileğimiz budur.

Zardanadam ismi ilginç ve artık sizinle bütünleşmiş bir isim. Bu ismin özel bir anlamı var mı, bu ismin ortaya çıkış süreci nasıl oldu?

İlk kurulduğumuzda isim arayışlarımız sırasında not aldığımız onlarca isimden biri aslında. Ekşisözlük’te bir başlık, görüp kenara yazdığımız. Bir yarışmaya katılacaktık o günlerde ve Tolga listeden gözüne kestirip, koşarak bu isimle başvurdu. “Noluyoruz?”, “Ne biçim isim oldu bu ya” falan olduk başlarda ama sonra alıştık ve bizimle bütünleşmeye, anlamlanmaya başladı. Artık zarlardan oluşan bir animasyon karakter zaten. Öyle bir adam, bizim gibi, zar gibi şeffaf, şansıyla hareket eden, çok fazla plan yapmayan, yapamayan, hayattan tat almak için kendini rüzgara kaptırmış, özgür ya da özgür olmaya çalışan bir adam.

Pek çok müzisyenin karşı çıktığı MP3 olgusuna grup olarak bakışınız nasıl?

[Müziği sindire sindire dinlemek gerekli]

Müziği sindire sindire dinlemek gerekli
Çok emekler ve çok paralar harcanarak yapılan prodüksiyonlarda albüm satışlarından doğal olarak büyük beklentiler oluyor. O işlerde çalışan onlarca kişinin hak ettikleri paraların ödenmesi için, belli bir miktarın da albüm satışından gelmesi gerekiyor. Ayrıca MP3 dönüşümünde müziğin kalite kaybına uğraması durumu var. Fakat olayın diğer tarafında da ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan insanlar var. Evet belki CD fiyatları verilen emek düşünüldüğünde çok da yüksek değil öbür taraftaki insanlar için, ama işin başka tarafında, ciddi bir müzik dinleyicisi ayda en az 8-10 CD alabilmeli ki piyasayı takip edebilsin ve müzik zevkini tatmin edebilsin. Müzik dinlemeye böyle bir bütçe ayırabilmek bu ülkede hiç mümkün değil. Özellikle ateşli müzik dinleme, takip etme yaş ortalamasının düşük olduğunu düşünürsek, durum iyice zorlaşıyor. Böyle olunca satın alım yapamayan insanlar, sevdikleri grupları nasıl takip edecek, tanımadıkları grupları nasıl tanıyacak sorunları ortaya çıkıyor. O sorunlar da sonunda konserlerin daha az dolu olmasına, bu kez oradan gelecek gelirlerin azalmasına neden olacaktır. Yani iki ucu b.... bir değnek. Sonuçta mp3, ücretsiz müzik paylaşımı kaçınılmaz bir oluşum. Bunu verilen onca çabaya rağmen, yıllardır izliyoruz. Müzik bir şekilde paylaşılıyor ve ücretsiz dinleniyor. Bunu kabul etmek ve iyi bir şey olarak görmek lazım. Dinlenmenin, tanınmanın, paylaşılmanın bir yolu, aracı gibi görmeliyiz. Yalnız MP3, download bombardımanı ile şarkıları, müziği çok hızlı bir şekilde tüketmenin de yanlış olduğu kanısındayız. Bir günde 10 tane albüm indirip, her şarkıdan 10 saniye dinleyip, bir kenara atılması durumunu da ciddi bir tehlike olarak görüyoruz. MP3’te olsa müziğin ciddi, sindire sindire dinlenebilmesi gerekir. O şarkılar bilgisayarlarımızda bir yerlerde kaybolmamalıdır. Her albüm, her şarkı en azından bir 2. dinlenmeyi hakeder.

Bazı gruplar var; ilk çıkış aşamasında kendi isteği doğrultusunda kayıtları yapıyorlar (sound ,söz vs.) Ama iş albüm çıkarmaya gelince neden popülerliğe kayıyorlar.

Valla bunu onlara sormak lazım. Laughing Ama popülerite duygusu ve popüler yaşam biçimi güçlü bir motivasyon olabilir çoğu kimse için. Ciddi paralar kazanmak, büyük hayran kitlelerine sahip olmak maddi, manevi çok büyük tatmin sağlayabilir insanlarda. Bunu yargılamak zor ve bize düşmez. Sanki bizlere düşen doğru bildiğimiz yollardan gitmek ve başka yolların da olduğunu göstermek.

Piyasamızda görmek istediklerinizi ve istemediklerinizi sizlerden alabilir miyim?

Samimi duygularla yazılmış şarkılar, sağlam soundlu albümler görmek istiyoruz, görüyoruz da artık zaten. Ayrıca güzel organizasyonlarla yapılmış daha çok sayıda ve daha kaliteli konserler, festivaller isteriz. İstemediklerimiz yukarıdaki cevaplarda anlaşılmıştır herhalde

Zardanadam'ın geldiği noktayı nasıl tanımlıyorsunuz? Popülerlik, yeraltı müziği vs.

Zardanadam kendi bildiği yollardan gidiyor, gitmeye devam edecek. Patlayıcı unsurları barındırmıyor pek bünyesinde Tabi ki ulaşabileceği en fazla insana ulaşmak, fazla insan tarafından sevilmek istiyoruz. Ama bunu klişe yöntemlerle, bize yakışmayan yollarla yapmayı düşünmüyoruz. Bu bir keyif projesidir ve neşemizin, keyfimizin kaçtığı yerde biter. Yer altında da yer üstünde de sevilmek, müziğimizi paylaşmak isteriz elbette. Yeter ki insanlar samimiyetimizi ve anlatmak istediklerimizi anlasın.

''Kafam seninle Güzel'' albümüyle ilgili gerek Müzik tarzınız, gerekse lirikler ve diğer konular hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Albümden beklentileriniz nelerdir?

Bu albümün aslında en büyük farkı biraz daha az neşeli olması, daha fazla gergin parça var eskiye göre. Nedeni de belli, hayat... Yani grubun ayrı ayrı bireylerinin yaşadıklarıdır albümü bu noktaya taşıyan. Ama tabi depresif bir albüm yok ortada, kararında bunalım diyelim Diğer bir önemli konu albümde süpervizör olarak Deniz Yılmaz’la çalışmış olmamız. Deniz’le 4 şarkıyı baştan düzenledik. Bir şarkıda sözlerde payı oldu, bir şarkıda vokallerde yer aldı. Kayıt başlamadan setup’ın kurulmasında bulundu. Amfi, gitar tonlarının seçimlerinde de çok yardımı oldu. Deniz ve Kurban grubu zaten Türkiye’de gerçekten ayrı tuttuğumuz insanlar. Bu anlamda Deniz’le çalışmak bizim için çok güzel oldu. Ayrıca son albümlerde mix ve mastering işlemleri için Avustralya’dan Mat Voigt ile çalışıyorduk. Bu albümde ise, yıllardır kayıtlarımızı yaptığımız Deneyevi stüdyosundan Taylan ve Ergin arkadaşlarımız bu işleri yaptılar ve çok da memnunuz açıkçası.

Beklentilerimizin başında çok kişiye ulaştırabilmek var albümü. Bunun için biran önce CD formatında çoğaltım aşamasına geçip, kapağıyla, sözüyle, herşeyiyle, albümleri postaya vermeyi bekliyoruz. Gerçi şu anda tüm albüm sitemizden zaten indirilebiliyor. Sonrasında albümdeki şarkıları konserlerde canlı canlı çalabilmek istiyoruz.

Sarışınlar Boktur şarkısını yaparken bir tepki bekliyor muydunuz? Bu şarkının bir hikayesi var mı?

Özellikle tepki almak için yazılmış bir şarkı değil. Utku’nun iki adet sarışın sevgilisi tarafından üstüste terkedilişi sonrasında çıldırmasıyla birlikte bir-iki saat içinde, bir anda çıkmış bir şarkı sadece Sealed

Genelleme falan da aslında, iki kişiye özel... Memlekette aşk acısı ve terkedilme öfkesi ve paniği yaşayan çok arkadaş varmış meğer Ama iyi oldu, en kötü konserde bile bir tepe anı sağlıyor, rock&roll bir parça, hep beraber coşuyoruz işte.

Zardanadam,dinleyicisine karşı çok samimi,mail attığında cevap alabiliyorsun. Daha doğrusu birilerinin samimiyetsiz olduğunu hissedebiliyoruz. Birilerinin cevap vermeyecek mertebeye çıkaran nedir?

Bu sorular zor oluyor, çünkü aslında bilmiyoruz. Ama tahminen zaman bulamıyorlardır arkadaşlar. Ama bize ulaşan herkes, cevap almayı hakediyor çünkü kolay ulaşımıyor bize, markette yokuz. Afişlerde yokuz, sağda solda, her gün çıkmıyoruz, görünmüyoruz. Demek ki, bir yerlerden bulmuş, dinlemiş, kafa yormuş sonra da bize ulaşmış, duygularını paylaşmış. Bu bizim için değerli ve bize sürekli devam etme gücü, inancı veriyor bu mailler. Dolayısıyla mutlaka yanıtlanmalı. Başka gruplar, sanatçılar da umarız cevap verme imkanları olduğunda cevap verecektir dinleyenlerine.

Müzik medyasının size karşı tavrı ne?

Ana damar medyanın pek ilgilendiği bir grup değiliz. Ne zaman ki, bedava müzik; tanınan gruplar, sanatçılar tarafından da destek görmeye başladı, o zaman kıpırdanmalar oluyor. Ama biz sürekli bu konuda ele alınan bir grup olmak istemiyoruz. Eğer biz bu yöntemle, yeni çıkan gruplar için cesaret verici olduysak bu bize yeter de artar. Kendi adımıza, yayınladığımız şarkılarla, sözleriyle değerlendirilmek, müziğimizle konuşulmak isteriz daha çok. Nasıl yaptığımız meselesini konuşmak, anlatmak hiç bitmiyor. Biri de çıkıp “şu şarkınızın şu kısmı enteresan, hangi efekti kullandınız?” demiyor. Yani sonuçta biz öyle ya da böyle bir müzik grubuyuz ve ne ürettiğimizin değerlendirilmesini, kritiğinin yapılmasını istiyoruz. Nasıl yaptığımızın bir pazarlama stratejisi gibi algılanıp, bunun irdelenip durmasını istemiyoruz artık. Çünkü bizim için müzik bedava olması gereken bir sanat dalı ve biz de bu yüzden onu, ürettiğimiz müziği paylaşıyoruz.

Müziğinizi insanlara neden ücretsiz sunuyorsunuz Barısarock'ta sahneye çıktınız, o günden bu yana festivalin amacından saptığını düşünenler var,bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

6 yıl boyunca düzenlenen Barışarock’ta her yıl sahen alan tek grup biziz galiba… Önemli bir işlev gördü bu festival, bu coğrafyadaki standart düşünme ve davranma alışkanlıklarına karşı olan insanları bir araya getirdi, birbirinden öğrenmeyi sağladı. Birçok kişinin sevdiği grupları ücretsiz dinlemesine aracı oldu. Bizim için de küçükken hayranı olduğumuz Cem Karaca, Bülent Ortaçgil, Moğollar gibi müzisyenlerle tanışma, aynı sahneyi paylaşma fırsatı oldu. Amatör bir organizasyon olduğu için çeşitli sıkıntıları vardı, 80-100 bin kişinin katılmaya başlamasıyla, ticarileşmeye, siyasallaşmaya, markalaşmaya yani amacından çıkmaya başladı. Ancak takdir etmek gerekir ki kendini eleştirmeyi ve feshetmeyi de başardı. Şu an Barışarock’un yarattığı bir boşluk olduğu da gerçek, ancak keşke Barışarock gibi organizasyonlara gerek kalamayan hayatlar yaşayabilsek…

Heavy Metal'in geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hepimizin yeri geldiğinde tüylerini diken diken eden, hala da etmeye devam eden heavy metal için deriz ki: “Asla bitmez, asla ölmez!” Ama özellikle bizimki gibi bir ülkede sürdürülebilir bir yaşam biçimi olamıyor malesef. Lise ve üniversite yıllarında çılgınlar gibi metal dinleyen, konserlerden çıkmayan insanların pek çoğu, bir anda bankalarda çalışan, kariyer peşinde koşmak zorunda kalan, kravatlı, arabalı, dokuz-altı insanlarına dönüşmek zorunda kalıyor ve malesef o kafalarda sallanacak hal bırakılmıyor. Ama arkadan gelen nesiller yine sahip çıkıyor ve bu böyle devrede devrede gidiyor ve bitmiyor. Sadece şekil değiştiriyor, belki biraz küçülüyor ama gücü, etkisi, devam edeceği tartışılmaz bizce.

Sırada klasik bir soru daha. Favori içki anını bizimle paylaşır mısınız?

[Zardanadam bildiği yoldan gitmeye devam edecek]

Zardanadam bildiği yoldan gitmeye devam edecek
O kadar çok ki, belki bir gün bu hikayeleri de yazarız.Cool Genellikle biz bir aradaykendir bu anılar. Biz kederli de olsak paylaşmayı, dayanışmayı, hayatı daha katlanılabilir kılmayı başarmaya çalışan bir grubuz, o nedenle içkiyle, sarhoşlukla ilgili birçok komik, keyifli hikayemiz var… Mesela yıllar önce bir konserin ardından kafamız güzel olmuştu, Cem hariç hepimiz sahneden inerken birbirimizin üstüne düşmüştük… Favori anı seçmek ise zor, herhalde iyi bir konserin ardından içilen ilk yudum diyebiliriz…

Rock Vault'a göz attıysanız fikirlerinizi duymak hepimizi çok memnun eder?

Haberler, röportajlar, makaleler, albüm tanıtımları, etkinlik haberleri... Daha ne isteriz Bir kere özgün ve kendi yolu var. Herşey çok özenli ve güzel. Ne kadar çok emek verildiği çok belli. Dolayısıyla yer almaktan çok mutluyuz, teşekkür ederiz.

Son olarak hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Önceki sorularda da konuştuğumuz gibi onların mailleriyle, söyledikleriyle, desteğiyle, devam etme gücü buluyoruz ve her geçen gün artıyoruz. İnsanlar sevgi sözcüklerini duymak için bazen aylarca, yıllarca beklerken, biz her gün, bir sürü insanın, sevgisini hissediyoruz. O yüzden gerçekten çok sağolsunlar. Onlarla birlikte uzun yıllar devam edeceğimize, onlara daha iyi şarkılar vereceğimize inanıyoruz. Biz de onları çok seviyoruz !

Yazan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post



Onlar yeraltı rock sahnemizin en tanınmış gruplarından biri ve onlar için paranın, pulun önemi yok amaçları yaptıkları müziği daha çok insanlara ulaştırmak. Bunun için albümlerini hiçbir ücret istemeden dinleyicileriyle paylaştılar, bazıları albümlerini niçin ücretsiz dağıtıyorlar diye şikayet etti, bazıları ise bunu sevdi. İnsanların Zardanadam’a bakışı farklıydı. Ama onlar hiçbirşeye aldırmadan yola devam ettiler.Ve şimdi karşınızda Zardanadam ve 2009 yılına bomba gibi düşen bir albümleri Kafam Seninle Güzel!.


Grup elemanları verdikleri röportajlarda Kurban grubundan tanıdığımız Deniz Yılmaz'ı çok sevdiklerini her zaman anlatmakta olup bu albümde prodüktör koltuğu Bay Deniz Yılmaz'a emanet. Albüm diğer albümlere göre daha farklı, farklılığın nedeni ise albümün grubun diğer albümlerine göre biraz daha az neşeli olması. Eğlenceli şarkılar olduğu kadar, albümde sizi gerginliğe iten şarkılarda var. Albümde 10 şarkı bulunmasına rağmen bence hepsinin ayrı bir anlamı var.Zardanadam'ı farklı yapanda bu... "Aşk" isimli parçada mutluluk, yaşadıklarımız, hayatımızda karşılaştığımız zorluklar ve mücadelelerimiz hepsi bu şarkının içinde.Bu şarkı bana farklı bir şeyi anlatıyor.

Zardanadam çoğu kez eleştirildi; piyasa dediler ama onlar bunlara cevap vermedi, doğru olan şeyi yaptılar sadece müziklerine konsantre oldular. Paranın satın alamacağı şeyler vardır bilirsiniz, burada karşımıza ruh kelimesi çıkıyor işte "Seninle Kafam Güzel" şarkısı tam buna işaret. Bazı gruplar vardır sadece para için müzik yapar,bahsettiklerim kendini patronlara teslim etmiş gruplardır, onlar ne isterse onları yaparlar kısaca koyundurlar; ama Zardanadam böyle bir grup değil ve bunu aşağıdaki yazacağım sözlerle gayet iyi açıklıyorlar.

"Ben o yavşaklardan değilim, patronun önünde eğileyim"

İşte bu söz albümün ana fikrini az da olsa açıklıyor. "Gidiyor Gençliğim" şarkısı kesinlikle farklı bir şarkı, ve şarkıyı söyleyen Utku Doğruak’tır. Ama vokalin sesi insanı kendine çekiyor, melodisiyle bütünleşiyorsunuz,(bilmeyenler için Utku Doğruak grubun ritm gitaristi) Parçanın söz ve müziği ise Tolga Kaya ve Utku Doğruak’a aittir. Bu şarkı bize gençliğimizi hatırlatıyor, hayatımızda koştuğumuz ve mücadele ettiğimiz şeyler vardır bazen bu mücadele ettiğimiz şeylerin karşılığını alamayabiliyoruz. Bazen öyle kapılıp gittiğimiz şeyler vardır, yıllar geçse de o şeylerin unutulması imkansızdır.Hayal kırıklıkları,hayata karşı yorgunluğumuz daha nicesi bu şarkıda var. Yıllar çabukça geçer ama biz yılların nasıl geçtiğiniz anlayamayız bir bakmışız ki gençliğimiz gitmiştir.O yüzden geçen yılların değerini iyi bilmeliyiz. Kurban grubundan tanıdığımız Deniz Yılmaz gruba eşlik etti demiştik, bu şarkıda Deniz’in sesini gayet iyi hissediyorsunuz. Şarkının hikayeside çok farklı bu şarkı aslında şiir olarak yazılıyor sonra Tolga tarafından besteleniyor, Deniz Yılmaz’ın katkılarıyla son şeklini alıyor. Deniz yine etkileyici sözleriyle karşımıza çıktı.

Eğlenceli bir girişle "Haksızlık Bu" şarkısına geçiyoruz, söz müzik Utku Doğruak’a ait.Yaşadığımız ilişkiler vardır ama haksızlığa uğramışızdır ,ama her şey iş işten geçtikten sonra anlaşılır ama artık çok geçtir. Sizden alınan yıllar sonuçta geri gelmez, o yıllar artık geride kalmıştır. Daha albümü dinlememişken Rock FM’de Arka Koltuk programında Zardanadam konuk olmuştu, Metehan Çakıroğlu soru soruyordu birden bire biri telefonla yayına bağlandı bu şarkıyı istedi, ve çok güzeldi öyle tanışmış olmuştum, çok keyifliydi. Mutluluğun anahtarı bu şarkıda olmalı herhalde. Zardanadam grubundan Tolga önce bu şarkının introsundaki riff’ini yazdı, boş Londra sokaklarında bu şarkıyı mırıldandı ve böylece kaliteli bir şarkı ortaya çıkmış. Her dinleyicinin bu şarkıda çıkardığı anlam farklı olabilir. "Sen kovaladıkça, O kaçacak, Ne kadar kaçarsan kaç, yine seni bulacak" şarkının anahtar kısım burası olsa gerek. Bahsetmek istediğim başka bir nokta ise bu hayatta ne paranın ne de itibarın önemi vardır, faydası dokunmaz, aslında bir vardır bir yoktur. Parası oldu mu kendini çok yükseklerde görenler vardır aslında bunlar fazla uzun sürmez,sonra dibe çöküşlerde başlar, ama itibarın olması önemlidir,saygınlığın artar ama bir zaman gelir ki itibarın bile kaybolur. İşte böyle karmaşık şeylerle dolu hayat.

"Kimsin Sen" ile eğlenceli şarkılar devam ediyor. Size akıl veren kişiler her zaman olmuştur, karşılığında bir şeyler teklif etmiş de olabilir, ama kimse size akıl veremez sanırım, en azından siz izin vermezseniz. Bu şarkıda aslında bir nefret söz konusu, sizi hem terk eden bir insan hem de terk ettikten sonra size akıl veren birini düşünebiliyor musunuz ben düşünemiyorum. Melodilerde akılda kalıcı.

"Aşk Deme Bana" isimli parça son derece eğlenceli, dinlerken yerinizde duramıyorsunuz. Bak evladım bu aşk diye şarkıya giriliyor,eğlence orada başlıyor. Aşkın insana ne getireceği belli olmaz bazen duvara çarpar, bazen de aşık olduğunuzda havalara uçarsınız; işte aşk böyle bir şey. Bazen aşkta hak ettiği ilgiyi göremeseniz, işte böyle duvara çakılırsınız; şarkıda da bu net bir şekilde ifade ediliyor.

"Koku" sevgiliye gidecek şarkılardan biri. Bazen sevgilinizin yanınızda olmanızı istersiniz ama olmaz, ama en azından bu şarkılarla özlem giderebilirsiniz. İnsanın nerede nasıl huzur bulacağı hiç belli olmaz,ama sevgilinin yanındaki mutluluk herhalde hiçbirşeye değişilmez.

Zardanadam’ın bu albümünü kaçırmayın.Albümde aşk, mutluluk, hüzün ve hayatla ilgili her aradığınızı bulacaksınız. Şimdiden iyi dinlemeler efendim…

Parça Listesi

1 Seninle Kafam Güzel
2 Beni Seversen
3 Gidiyor Gençliğim
4 Haksızlık Bu
5 Mutluluk
6 Kimsin Sen
7 Tadım Yok
8 Aşk Deme Bana
9 Koku
10 Gel Bana

Yazan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post



20 Temmuz günü Deep Purple konseri için bütün tanıdıklarım hazırlık yapıyordu ben ise köşede oturmuş ulan bu konsere nasıl giderim diyordum,o gün her yerimi ter basmıştı para nasıl bulurum derdindeydim,işte bir yerden öyle para geldi herkes bileti 90-100 liraya bulurken ben karaborsacıdan 60 liraya bilet bulmuştum.Konserin başlamasına az kalmıştı,hazırlık yapılıyordu biz de o anı bekliyorduk.I’an gillan eskisi gibi o çığlıkları atamıyordu,tabi yaşta ilerlemişti eminim bir çok kişi child in time’daki çığlıkları bekliyordu,zaten o şarkıda çalınmamıştı.Adamın yaşı 63 olmuş,ne desek bilemiyorum.


Grup elemanlarından 70’lerdeki gibi çalmalarını bekleyemeyiz.I’an paice gümbür gümbür çalıp seyircileri coşturdu,ama seyircilere karşı sanki soğuktu ya da bana öyle geldi.Steve morse,seyirciye karşı çok samimiydi,üstündeki Kızılderili tişörtüde çok hoştu.Steve morse,attığı sololarla bizleri coşturdu.Yukarda ı’an paice demişken efsane davulcu ,fireball’da resmen kendini kaptırdı.Bu yaşa rağmen çalıyorsa helal olsun demekten başka bir şey düşmez bize.Üsküdar melodileriyle seyirciye jest yaptılar.Bu da gecenin güzel olaylarından biriydi.Don airey’e buradan teşekkürü borç bilirim.

Sometimes I feel like screaming girdiğinde tüylerim diken diken olmuştu gerçekten ,o şarkıdaki mutluluk herhalde anlatılmaz yaşanır cinsindendi. İşte o şarkıda eşsiz soloların kurbanı olduk,şarkının başlarında ooo sesleri yükselmişti,ı’an ın şarkıya girmesiyle ben yukarıdaki yıldızlara bakıyordum,çünkü kendimi kaybetmiş gibiydim. Bu şarkının üstüne when a blind man cries çok iyi giderdi aslında,ama çalınmadı elden bir şey gelmez.

Setlistide şöyle araya sıkıştıralım.

1. Highway Star
2. Things I Never Said
3. Wrong Man
4. Strange Kind of Woman
5. Rapture of the Deep
6. Fireball
7. Contact Lost
8. Steve Morse Solo
9. Sometimes I Feel Like Screaming
10. The Well Dressed Guitar
11. Wring That Neck
12. The Battle Rages On
13. Don Airey Solo
14. Perfect Strangers
15. Space Truckin'
16. Smoke On the Water
17. Hush
18. Black Night

Konserde İngiltere bayrağı açılmıştı,deep purple fanatikleriydi herhalde he bi de iran bayrağı vardı,ulan hangi konsere gitsek bu İranlılar karşımıza çıkıyor,Judas Priest konserinde de çıktılar karşımıza bu konserde de en azından benim gittiğim konserlerde çok denk geliyor. Smoke On the water çaldığında,dinleyiciler farklı bir alemdeydi bazıları sevgililerini omuzlarına alıyordu ,gerçekten farklı bir görüntü oluşmuştu.

Bir ara gerçekten gidiyorlar zannetmiştim ama aniden geri döndüler,ve hush çaldığında ,şarkının klibi aklıma gelmişti yine insanlar kendinden geçiyordu tabi komik görüntülerde oluşmuştu,bazıları hash,bazıları huş diyordu öyleydi ama keyifliydi yani konseri black night ile bitirmişlerdi.Şarkının ortasında seyirciyle şov olayına girdi ,sonra steve morse ve roger glover penaları dağıtmaya başladı .Ama sadece vip’e dağıttılar bu da güzel bir şey değildi. Vip’in kaldırılmasını bu yüzden istiyorum.Rock konserlerinde vip’in olmasıda bence çok saçma,herkese eşit davranılması gerekir.Konserde iki kahraman seçmem gerekirse bunlardan biri steve morse biri de roger glover olurdu o da seyirciye çok yakın davrandığı içindir.Seyirciyle iletişimi çok iyiydi,performanslarıda çok iyiydi,onu geçersem ayıp etmiş olurum.

Hazırlayan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post

EFSANE MARATON (0)

14:19 by , under



Söze şu alıntılarla başlamak istiyorum.

Bu renklere gönül verenlerin bir şekilde duvarlarına tırmandığı, yeni nesilin büyüklerinden dinlediği, "kaybettik" denilen maçların tribün tarafından "kazandırıldığı" bir kaleydi. Böyle gitmek varmıydı? O tuğlalarla beraber ruhumuzunda uçup gideceğini kim bilebilirdi ki?


İşte Efsane maraton böyle birşeydi,kimilerinin o içinde yaşadığı,kimilerinin göremediği ama hayallerinde yaşadığı bir efsane maraton.Kalbiyle Fenerbahçeyi sevenlerin yeriydi Efsane maraton,Rakipler Kadiköy'e maç oynamaya gelirken korkardı.Rakip taraftarın sesi hiçbir zaman duyulmazdı,Çünkü Kadiköy bir cehenemdi. Maçtan saatler önce dolardı stad‚ heleki maraton... Herkes maratonun ortasında yerini almak için kapışırdı... Ozamanlar ne numaralar ne koltuklar vardı.Bugünkü stadın yarısı kadardı ama çıkan ses kat ve kat fazla idi.

İnsanlar şimdiki gibi değildi,yerinde oturmazdı maçtan önce tezarühatlar eşliğinde stada gidilirdi.Takım yenilirse yürek kaldırmazdı,taraftarda tepkisiz kalmazdı,her türlü tepkiyi gösterirdi.Şimdiki gibi bölünmüş gruplar yoktu,oradan bağıran insanların tek sevdası Fenerbahçe idi.

O zamanlar şimdiki olduğu gibi reisler yoktu,o zamanlar abiler vardı ama hiç susmayan abiler vardı.Antep maçı,Parma maçı ve aklımıza gelmeyecek kadar çok maç var.Antep maçı ilk yarı 3 0 yeniliyoruz,tribünlerde ikinci yarı çıt yok öyle birşeydi,aslında bu bir tepkiydi futbolculara,bakalım ne olacak diye,tabi futbolcuları tribünlere çağırdılar,o an gözümün önünden gitmemiştir. İşte o efsane maratonda herkes ayakta bekler,omuz omuza olmak için.Ama şimdi görüyoruz ki insanlar yerinde keyfine bakmaya çalışıyor,yenilince de bazı kişiler eve gidip sadece yatmayı biliyorlar.

''Burası Kadiköy Burdan Çıkış Yok''sözü bu maçta canlılık kazanmıştır.Çünkü o efsane maraton maçı kazandırmıştır.Maçın kaç kaç olsa bile kaybedilmeyeceğini cümle aleme göstermiştir.Efsane Maraton,Bir Ruhtur,Yaşayanlarda anlar bunu Yaşamayanlarda,sadece Hissetmek önemli,eğer gerçekten bunu hissediyorsanız Gerçek Fenerbahçelisiniz demektir. Efsane maraton,böyle birşeydi.O dönemde stad açıktı,insanlar demirlerden tırmanır,stada girerdi o zamanlar çok küçük olmama rağmen hatırlardım.Hatta İlk gittiğim maç 1997 senesi Adanaspor maçıydı sanırım.Ama O coşkulu tezarühatlar hala kulaklarımda çınlıyor.

Yaşamadık ama uzaktanda olsa şahit olduk.
Antep maçıyla kazanan bir efsane maraton
Sonra ben küçüklüğümden hatırlarım 7 yaşında demirlere tırmanan efsane maraton meraklıları
Futbolcusunu,forma aşığını delice tribüne çağıran efsane maraton
Semtleriyle bir başka olan Efsane Maraton
Fatih'ten ,caddebostan'a ordan bahçelievlere diye gider.
Parma maçının o delirtici şovları

İşte Böyle Birşey Efsane Maraton.Ama Unutmamalıyız ki Efsane Maraton'dan önce Efsane Numaralı vardı.

Yazan:Cem Kurtuluş





Devamını okuyun...>>



edit post

Ulm Maçının Ardından (0)

13:51 by , under



Böyle maçlardan hiçbir zaman beklentim olmadı,sonuçta hazırlık maçı ama oynanan oyun fena değildi. Defansın göbeğinde bilika ile Bekir oynadı ,çok iyi iş çıkardılar,çok iyi uyum içindeydi,daum iyi hazırlamış gerçekten. Gerçi önderin oynamasını beklerdim,oynamadı ama ikinci yarı girerek gol attı.Bu arada Önder’in bugün doğum günü,önder’e iyi ki doğdun dileklerimi iletiyorum.


Alex’in kampa geç katılması,Alex’i fazla etkilememiş,tatilde anlaşılan çok çalışmış,yine alex günündeydi,ara paslarla rakip takımı ürküttü.Uğur Boral,aralara yaptığı koşularla göz kırptı,Devid’de eski günlerine dönüyor sanırım.Bu maça göre söylersek bunu ileride yanılabiliriz.

Bugün herhalde önlibero’nun olmayışı takımda gözükmüştür,selçuğun yerine ali bilgin girdi,o da fazla ortada gözükmedi,emre zaten ofansif oynadı.İyi paslar attı,özellikle semih’e attı pas çok harikaydı,bir defa daha attı semih’e pas,semih devid’e çıkardı,devid pozisyonu harcadı.Olur böyle şeyler tabi,sonuçta daha ilk maçları.Takım iyice alışcak ,bunu ilk maçta gösterdiler,diğer maçlarda rakipler bizden çok korkacak.

Bu arada Daum’un gençlere şans vermesine çok sevindim.Açıkçası bana çok umut verdiler.Böylelerin kıymetini bilmeliyiz,özellikle Furkan bir şeyler yapmak için çok çabalıyor.Deliler gibi koşuyordu,sonra Onur basit oyunu seviyor,tekniği iyi,Abdülkadir’i söylememe gerek yok.

Yazan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post



Little Richard, Jimi Hendrix ‘in örnek aldığı önemli bir müzisyendir. Bu da Little Richard’ın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.Hatta Jimi hendrix bir açıklamasında aynen şöyle demiştir. "Benim gitarımla yapmaya çalıştığım işi little richard sesiyle yapmayı başarmıştır.Little Richard,Başta Led Zeppelin’den Jimmy Page olmak üzere bir çok müzisyeni etkilemiştir.Amerikalı Rockn Roll üstadı Little Richard 5 Aralık 1932 yılında doğmuştur. Lucille şarkısıyla çok ünlü olmuştur. Tutti furitti şarkısıda ünlüdür,ama bazı dinleyiciler her ne kadar elvis’e aittir desede bu şarkı,bu şarkı Little Richard’a aittir.


Long Tall Sally şarkısı bir çok sanatçı tarafından yorumlanmıştır en başta bunu ünlü İngiliz rock grubu The Beatles yorumlamıştır. Bu sadece The Beatles grubuyla kalmamıştır ,Deep Purple’da 1972 yılında danimarka konserinde lucille adlı şarkıyı yorumlamıştır. Piyanoyuda ustaca kullanmaktadır,şarkılarında sadece piyano kullanılmaz,enstürüman olarak saksafon’ada önem verilir.
Zenci abimiz olağanüstü bir gırtlağa sahiptir.Dinlerken eğlenmemeniz imkansızdır diyebilirim.18 yaşında iken yetenek yarışmasını kazanıyor , RCA Victor ile anlaşma imzalayıp dört albüm çıkarıyor.1952 yılında Richard’a üzücü bir haber gelir ve babası ölür. Bill Wright’ın Little Richard’ın bugünlere gelmesinde çok etkisi vardır.Little’da bill’in dikkatini giydiği kıyafetlerle çekiyordu.

Little o zamanlar houstandaydı, RCA Victor ile anlaşması sona ermişti,bunun üzerine iki single kaydetti.Single’larını Peacock Records şirketi tarafından çıkarmıştı.Bu single’lardan biri de Tutti furitti idi,o dönemler bu şarkı en iyi şarkıların arasına girmişti.Herhalde o dönemler Elvis Presley ile kıyaslayanlarda olmuştur.Sadece bu şarkılar değil Long Tall Sally", "Lucille", "Rip It Up gibi şarkılarda çok meşhurdu.

Little Richard, Don't Knock the Rock (1956) ve The Girl Can't Help It gibi filmlerde o dönemler yer almıştır.Yıllar geçtikçe,Little Richard müzikten uzaklaşmış,kendini dine vermiştir.Böylece yapacağı kayıtlar durmuştu,Rock dünyası çalkalanmıştı.Sürpriz bir şey olmuştu,1959 yılında Little Richard evlenmişti.5 yıl süren bir ilişkiden sonra 1964 yılında boşandı.

İşte Little Richard hayatından kısa bir görünüm.Rock’n Roll müziğinin peygamberlerinden biri olarak görülür.

Diskografi

1957: Here's Little Richard (Specialty)
1958: Volume 2 (Specialty)
1959: The Fabulous Little Richard (Specialty)
1960: Little Richard Sings:Clap Your Hands (Spinarama M119)
1960: Pray Along with Little Richard, Vol. 1
1960: Pray Along with Little Richard, Vol. 2
1962: King of the Gospel Singers
1963: Sings Spirituals
1964: Sings the Gospel

1964: Little Richard Is Back (And There's A Whole Lotta Shakin' Goin' On!) (Vee-Jay)
1965: Little Richard's Greatest Hits (Vee-Jay)
1966: The Incredible Little Richard Sings His Greatest Hits - Live! (Modern)
1966: The Wild and Frantic Little Richard (Modern)
1967: The Explosive Little Richard (Okeh)
1967: Little Richard's Greatest Hits: Recorded Live! (Okeh)
1967: Rock N Roll Forever
1968: Little Richard's Grooviest 17 Original Hits (Specialty)
1968: Forever Yours (Roulette)
1969: Good Golly Miss Molly
1969: Little Richard

1970: Rock Hard Rock Heavy
1970: Little Richard
1970: Well Alright!
1970: The Rill Thing (Reprise)
1971: Mr. Big
1971: The King of Rock and Roll (Reprise)
1972: The Second Coming (Reprise)
1972: ''Southern Child (Reprise, unreleased)
1972: Friends from the Beginning - Little Richard and Jimi Hendrix
1972: The Original
1972: You Cant Keep a Good Man Down
1973: Right Now!

1973: Rip It Up
1974: Talkin' 'Bout Soul
1974: Recorded Live
1974: Super Hits (Trip)
1975: Keep a Knockin'
1976: Sings
1976: Little Richard Live
1977: Now
1977: 22 Original Hits (Warwick)
1979: God's Beautiful City

1983: 20 Greatest Hits (Lotus)
1986: Lifetime Friend
1988: Lucille
1991: The Georgia Peach
1992: Shake It All About
1996: Shag on Down by the Union Hall Featuring Shea Sandlin & Richard "The Sex" Hounsome
2006: Here Comes Little Richard/Little Richard

Hazırlayan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post



To all of our fans and friends...

We regretfully announce that Metal Church is calling it quits.

The performance at Rocklahoma will be our last show. We have had to cancel the shows scheduled for August and that, among other things, has led us to have to make this decision.

There has been far too much frustration and disappointment in trying to keep moving forward. The collapse of our record company, SPV, has made it next to impossible for us continue in any kind of professional manner due to lack of tour support. This decision was not made lightly.

We do have unfinished business in the studio, and with any luck we will have something that will be of interest to Metal Church fans in the near future.

We would like to thank all the fans that have stuck with Metal Church through all these years, the line-up changes and the ups and downs.

We can't tell you how much your support has meant to us, we appreciate each and every one of you.

It's been a great ride... thanks for being a part of it.

Metal Church

Website:http://metalchurchmusic.com/
______________________________________________

Bazı kesimler tarafından plak şirketleriyle sorunun olduğu söyleniyordu,Heavy metal için önemli gruptur.dağılmaları kötü oldu. Sağlam albümlere imza attılar,özellikle The Dark albümleri harikadır.
Devamını okuyun...>>



edit post



Dillerden düşmeyen şarkılarıyla tanıdığımız Levent Yüksel, on yıldan fazladır arkadaşları olan Volkan Öktem ve Ant Şimşek'le bir araya gelerek 'Sıfır KM' adlı bir grup kurdu.Levent Yüksel’i ben ilk defa Med-cezir albümüyle dinlemiştim,sonra Zalim klibini izlemiştim,işte Levent Yüksel’i ben böyle tanıdım.Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinden biridir,ama değeri fazla bilinmemiştir.
Levent yüksel ,zaman zaman değer verilmemesindende şikayetçiydi, nedeni ünlü olduktan sonra hiçbiryerde çalamaması,stüdyolara çağrılmaması idi. Bu yüzden evde kendi kendine bass gitar çalmaya başladı,ama düşündüğü bir şey vardı ben bunu nasıl insanlara ulaştırırım dedi.Sonra menajerine haber verdi,sonra menajer’de konser ayarlamaya çalıştı.Sonra provalar yaptılar,provalar yaptıkça müziklerinden zevk almaya başladılar.Sıfır KM grubu böyle oluştu işte.


Grup hakkında kısa bilgiler verdikten sonra Albümün kalitesi hakkında konuşmak istiyorum. Grup albümünde üç tane Levent Yüksel parçası ("Yas", "Med - Cezir", "Zalim") olmak üzere on parça ile karşımızda. Müziklerinin tanımını grup özgür ve eğlenceli olarak röportajlarında belirtmektedirler.Şarkıları dinlerken bunu anlayabiliyorsunuz.

Antre ve Paranoya şarkıları vokal olmamasına rağmen enstürüman olarak başarılı çalışmalardır,özellikle gitarı çalarken eğlendirmeside ayrı bir şey,özellikle paranoya şarkısında çok eğleneceksiniz.Parçanın sonuna doğru Levent yüksel’in sesini kullanmasına da dikkat edin.Tam olarak ne dediğini idrak edemedim,ama bu parçayı sadece enstürüman için dinleyin diyorum

Albümde farklı tadlar yakalayabilirsiniz,albümün dinleyiciyi sıkmayan bir havası var özellikle rahat bırak şarkısı sessizce giren daha sonra şarkı ilerledikçe hardrock’ı andıran bir parça. Speed şarkısı hız sınırlarını zorlamıyor ama,progresive rock severlerin yüreğine su serpiyor. Saniyede kaç nota basıyor artık bilmiyorum,davul araya girincede şarkı bize gereken coşkuyu veriyor.

İlk dinlediğimde etkilendiğim zalim şarkısına geçiyoruz, gitardaki ustalık olsun,levent yüksel’in sesi olsun şarkı tam bir hardrock parçasına dönüştürülmüş durumda.

Söz ve müziği Ant Şimşek’e ait olan Meraklı ve Rahat Bırak ise albümde enstrümental olmayıp, yeni yazılmış olarak değerlendirilebilecek iki şarkı.

Özellikle Meraklı şarkısı gayet dinleyiciyi eğlendiriyor,hızlı temposuyla şarkıya renk katıyor. Ayrıca sözler olarak basit olmasına rağmen bir şeylere karşı göndermeler var. ‘’Kimsenin hayatına burnuna sokma ,İnsanı rahatsız edip ahını alma’’ işte bir şeylerlere gönderme bu sözler.Hayatımızda birçok kez karşımıza gelmiştir,insanlar nedense başkalarının işine karışmayı çok sever,aslında böyle davranmalarının insanlara yararı yoktur. Çünkü herkes kendi hayatından sorumludur,herkes kendi hayatına baksa başkalarının hayatınına burnuna sokmazsa olmaz mı,işte insanımızın böyle bir merakı var.

Kaliteye önem verenler bu albümü dinlemeyi ihmal etmesin.

Hazırlayan:Cem Kurtuluş

Devamını okuyun...>>



edit post