
TSO ve savatage gibi gruplarla ünlenen chris caffery yeni solo albümünü AFM kayıtlarından çıkarmaya hazırlanıyor.
Albümün adı House of Insanity olacak ve temmuz'un 10'nunda yayınlanacak. Albümde zakk stevens konuk sanatçı olarak yer alacak.
Devamını okuyun...>>

Tony'e karşı yasal harekette bulunduğum için çok üzgünüm. bu yıllardır engellemeye çalıştığım bir şey. geezer veya bill adına konuşmuyorum. ölene kadar bu konudaki fikrimi değiştirmeyeceğim. black sabbath adı, eşit derecede, geezer, tony, bill ve bana aittir. biz okuldan beri yakın dostlarız. her zaman söylediğim gibi, aramızda görünmez bir bağ var. tony, gel bu saçma davadan vazgeçelim ve hayatlarımıza devam edelim. sen 61 yaşındasın, ben ise 60. Umarım arkamızda güzel bir yirmi yıl bırakmışızdır. ama eğer değilse, tanrı korusun, başına bir şey gelirse Black Sabbath markasına ne olacak? bunu kim bilebilir? biz öldükten sonra isim hakkının ailelerimize ait olacağını bilmiyor musun?
Uzun zamandır dost olduğum kişiye karşı yasal bir harekette bulunduğun için üzgünüm. Ama üç yıldır bu sorunu çözemedik ve benim başka şansım kalmadı. 90'ların ortasında, pek çok grup elemanı değiştiği sıralarda Black sabbath adı yerlerdeydi ve tony, black sabbath adı altında, küçük barlarda sahneye çıkıyordu. 1997'de, geezer, bill ve ben geri döndüğümüzde Black Sabbath şanına yakışan dev arenalarda, biletleri yok satan konserler verdi.
Son 12 yıldır menajerlerim black sabbath ve ozzfestin kalitesinin gerçek sorumlularıdır. eğer 97deki geri dönüş olmasa, BS şu an bu kadar iyi durumda olmazdı. tony, bu noktaya geldiğimiz için üzgünüm. bill veya geez adına konuşmaya hakkım yok ama şahsen - ve etik oalrak da- grubun adının dördümüze ait olması gerektiğini düşünüyorum. umarım bu sorunu bu şekilde halledebiliriz. Uzun kariyerimiz boyunca senin BS'nin eski albümlerini, adını, yüzlerimizi satman ve sonra da BS adına sahip olduğunu söylemen için çalışmadık.
Black Sabbath'ın mirası biz öldükten sonra da yaşamalı.Lütfen doğru şeyi yap.Galiba tony iommi Black Sabbath'ın isim haklarını satın aldı, ozzyde "kazandığın paranın dörtte biri bana ait" demeye getirdi.
Hazırlayan:Cem Kurtuluş
Devamını okuyun...>>

Kesmeşeker grubunla 1 sene önce tanışmıştım.İlk dinlediğimde tüylerim diken diken olmuştu.Çünkü yazdığı sözler bana göre olağanüstüydü. Şimdi Konsere geçelim.Konser öncesi kendi durumumdan sözetmek istiyorum. Ben konserin gidilceği gün ayın 22’si zannediyordum,meğer ki ayın 23’üymüş.Bunu yeni fark ettiğim için işi aceleye getirdim,sonra Saat tam 10’a geldiğinde evde hazırlanıyordum. 10.30’da doğru otobüs’e binip taksim’in yolunu tuttum.Hatta içimden şöför’ün çabuk yetiştirmesi için kendi kendime konuşuyordum.Taksim’e gelmeden önce inmiştim ve mekan’ın yerini bilmiyordum,sorarak öğrendim.
Disko tarzı bir yerdi ,3 4 katlı bir şeydi. Konserin başlamasına dakikalar kalmıştı.Herkes kurulmuş cenk Taner ve grubunu bekliyordu. Grubu görünce hemen ayağa kalktık. Ama bundan önce progresive rock eşliğinde bulunduğumuz yerde şarkılar çalınıyordu,insanlar eğlenmeye bakıyordu.İnsanlar birasını içip ,şarkılarını söylüyordu.Grubun 11’de çıkcağını zannediyordum,ama biraz gecikme oldu Bu gecikme nedendir bilmiyorum,ama acısını fena çıkardılar.

Gözler kaan ve cenk taner’deydi hatta bir ara kaan’a ‘’Ses Gelmiyor Kaan abi’’diye bağırmaya başladılar.Bu neden mi gitar’ın sesini az duyulmasındandı.Hepsi gerçekten çok kaliteli insanlar,insana karşı çok samimiydiler. İnsanlar yerde usluca oturup,Cenk taner’in şarkılarına eşlik ediyordu. İnsanlar kendinden geçmişti ama kesmeşeker grubu bizlere harika bir gece yaşatmıştı.Bütün aşıklar orada toplanmıştı.Hatta ön tarafları bayan kesmeşeker hayranları doldurmuştu.Cenk taner’i o kadar seviyorlardı ki anlatamam, herhalde ne desek yalan söylemiş oluruz.
Kesmeşeker dinlemeye aşk ve para albümüyle başlamıştım ve o şarkıyı beklemeye koyuldum.Ve Aşk ve Para şarkısı çıkmıştı.Bu hayatınızda olan ve olmayan bazı şeyleri anlatıyordu.Bazen vardır bazen yoktur.Zorluklar,yokluklar hepsi bu şarkının içinde vardı.Bende bu şarkıya eşlik ettim,çünkü bu şarkının beni anlatan bir şeyler vardı. Eğlenceli şarkılar bitmiyordu.Ama şimdi sırada bizi uzaklara götürecek bir şarkı vardı.O şarkının ismi Gerçekten özleyince şarkısıydı. Bu insana şair değil de ne diyelim arkadaş.Adam yazıyor gerçekten. Ayrıca cenk taner’in gitarına çok dikkat ettim.Kesmeşeker 2006 diye yazıyordu. O da dinleyiciler tarafından dikkat edilen bir özellikti,en azından benim gibi görmeyenler için.
Şarkılar ardı ardına devam ediyordu ama cenk Taner bu defa şarkılarını tek başına söylemeye devam ediyordu. Kaan ve diğer elemanlar biralarını yudumluyordu,Cenk Taner şarkılarını söylüyordu.Cenk taner’de de ne enerji varmış kardeşim. Eline gitarını aldığında şarkıyı söylemeye başladığında seyirciler aynen şöyle diyordu , bırak biz söyleyelim be gibisinden bir şey söylüyordu. ‘’En Çok seni şarkısı bu şarkılardan biriydi.’’ Hani biz söyleyelim dedik ya ,işte bu o şarkı.

Sıra Konserlerinde Her zaman çaldığı S.O.S şarkısına geldi.Bu şarkının en sevdiğim yönü ise ilerlediğinde şarkının hızlanıp hızlı söylenmesidir. Konserde bunu söylediğinde ,kendimizi kaybetmiştik. Özellikle hızlı söylediğinde insan kendine hakim olamıyordu.
Cenk Taner, gitarıyla bütün marifetlerini bizlere gösteriyordu.Tek Kişiyim ben hala şarkısı bunun en basit örneğidir. Nerdeyse bütün şarkılar Seyircilerle söyleniyordu. Mükemmel bir seyirci vardı,demek ki bu konseri bekliyorlarmış. Hatta bir seyirci şöyle demişti.Bu son konser olmasın,devamını bekleriz demişti.
Ekmeğimin emrindeyim diye birkaç defa bağırdım cenk taner’e ama maalesef çalmadı.Mr.Brown diye seyirciler bağırıyordu ve Mr.Brown şarkısını çaldı.Hatta yanımda biri vardır ki hiç susmadı,o da konserin ayrı bir güzelliği. Seyirciler bağrırıyor dedim ya,şarkı istekleri devam ediyordu.Yine aynı Çocuk ‘’Zatennn’’diye bağırıyordu. Anlayacağınız uzatıyordu.
Aşklar bizi terk etti şarkısına geldi sıra bu da seyirciyle söylenen şarkılardan biridir.Zaten bana hangisi seyircilerle söylenmedi diye soru sorsaydınız herhalde cevap veremezdim.Şarkı gerçekten çok eğlenceliydi. Aşklar bizi terk etti, herkes bize imrendi,Lodos varmış İstanbul’da Kadiköy’de Allah Allah ‘’işte bu kısım olayın koptuğu andır.
Benim aşk ve para şarkısından sonra beklediğim bir şarkı vardı ki o da buradan uzaklara şarkısıydı.Ancak bu kadar etkileyici bir söz yazılabilir.Cenk Taner’i ben bu sözlerinden dolayı şair ilan ediyorum. Bu şarkıda kendimi kaybettim diyebilirim. Hayata dair her şeyi kapsıyordu.İnsanın etkilenmemesi imkansız gibi bir şey herhalde.
Konser bitmişti,cenk Taner ve Kaan abi’nin yanına gidip fotoğraf çektirmiştim.İkisi de çok sıcak insanlardı. Çok samimiydiler.Hatta kaan abi’yi gördüğümde heyecanlanmıştım nedense ,Mavisakal gibi efsane grubun gitaristliğini yapmıştı bu da heyecanlanmama yetiyor.Biraz sohbet etmiştim.Bir arkadaşımın Sivas ‘ta olduğu olduğu için konsere gelemediğini ve kendisinin büyük hayranı olduğunu dile getirdim.O da hadi ya gerçekten mi dedi bende evet abi gerçekten dedim.Cenk taner’le fotoğraf çektirdim,ama konuşmaya zaman yoktu.Çünkü cenk’in etrafını hayranları sarmıştı.Özellıkle şunu vurgulamalıyım ki Kaan Altan çok büyük bir insan Samimi,cana yakın her şeyiyle birlikte mükemmel bir insan.
Bu müziği bu yüzden seviyorum.Azınlığın müziği olduğu için seviyorum.Dün ki Kitle her şeye değerdi.
Teşekkürler Kesmeşeker,Teşekkürler Cenk Taner,Teşekkürler Kaan Altan.
Hazırlayan:Cem Kurtuluş
Devamını okuyun...>>

Şimdi Karşınızda Testament 80’li yılların thrash metal akımının öncü gruplarından biri olan testament the new older albümüyle karşımıza çıkıyor.Bizlere adeta bir thrash metal resitali sunuyor.Hızlı sololar, thrash metal’i andıran o sert vokaller,bangır bangır gelen sert davul vuruşları. Bu müziğe 1983 yılında başladılar,müziğe başladıklarında hiçbir sınır tanımadılar.Sadece sert çalmak istediler ve bunu da yaptılar.Albümler sıra sıra geliyordu.The Legacy,The New order,Souls of black gibi önemli albümlere imza attılar. Grup önemli konulara değiniyordu.Şarkılarındaki sözler siyasi içeriklidir.Dünyadaki haksızlıklara ve adaletsizliklere isyan bayrağını çekmişti testament,söz şimdi dinleyicilerde idi.
Testament’ten biraz söz ettikten sonra albümün nasıl bir içeriğe sahip olduğunu söylemekte yarar var. Yukarda bahsettiğim gibi thrash metal resitali sundular ve thrash metal’e yeni bir soluk getirdiler.İnto The Pit,Trial by fire gibi önemli parçalar kaydettiler.Trial By fire gibi şarkıya video çektiler.Video kırık dökük bir yerde çekiliyor. Video’yuyu izlerken Chuck Billy sen gençken neymişin diye içimden geçiriyorum. Albümde gözlerden kaçmaması gereken bir şey var ki o da Alex Skolnick gibi gitar ustasının marifetleridir.
1. "Eerie Inhabitants" (Billy/Peterson/Skolnick) – 5:06
2. "The New Order" (Peterson/Skolnick) – 4:25
3. "Trial by Fire" (Billy/Peterson/Skolnick) – 4:14
4. "Into the Pit" (Billy/Peterson/Skolnick) – 2:46
5. "Hypnosis" (Peterson/Skolnick) – 2:04
6. "Disciples of the Watch" (Billy/Peterson/Skolnick) – 5:05
7. "The Preacher" (Billy/Peterson/Skolnick) – 3:37
8. "Nobody's Fault" (Tyler/Whitford) (Aerosmith Cover) – 3:57
9. "A Day of Reckoning" (Billy/Peterson/Skolnick) – 4:00
10. "Musical Death (A Dirge)" (Peterson/Skolnick) – 4:05
Chuck billy vokal yeteneğiyle ortalığı parçalıyor,kısacası gençken daha enerjik ve dinamikmiş.Yaş ilerledikçe seste zaten değişmeler oluyor.Chuck Billy bi de kanser’e yakalanmıştı bunu da unutmamak gerekir. Albümde hit olarak göstereceğim İnto The Pit,trial by fire gibi şarkılar hit parçalardır.Çünkü iki şarkıda işte budur dedirtiyor.Parçalayıcı,agresif,nefret dolu,kafa kopartıcı desek yanılmayız herhalde.
Alex skolnick gitar ustasının marifetleri dedik ya buna neden olan parça’da Musical Death adlı parçadır. Ama şarkının yapımında eric peterson ve alex skolnick’in ismi geçmektedir.Bana göre eric peterson’un hakkı her zaman yenmiştir.Çünkü alex skolnick her zaman ön planda olmuştur.Bunun nedenini bilmiyorum ,tamam alex skolnick iyi bir virtiöz’dür ama eric peterson’da kötü bir gitarist değildir.
Benim favorisi olduğum Chuck billy’nin fırtınalar kopartan parçasına geliyoruz.Trial By fire ,liriksel ve müzikal olarak parçalayıcı. Şarkının girişi acaba bu parça da musical death şarkısı gibi mi diye bize soru sorduruyor.Ama tabiî ki de yanılıyoruz.o bangır bangır davullar , Chuck billy’nin bizleri delirten vokali daha ne demeliyim bilmiyorum. Ödeyeceğimiz bedeller ,yapmadıklarımızı yaptı gibi gösterenler ,hayatımızın cehenneme dönüştüğü bir dünya ve bütün kötülükler bu şarkının sözlerinde geçiyor.
Hız ,agresiflik,sertlik dedin mi İnto The Pit şarkısında duracaksın arkadaş.Bu şarkı beni kendimden geçiriyor,biryerlere saldırma isteği uyandırıyor Birilerinle savaşmak istiyorum gibi his veriyor. Bu defa şarkının yapımında billy peterson ve alex’in ismini görüyoruz.Ne yetenekli müzisyenler desek yanılmayız herhalde. Diğer şarkılarda da davulcu Louie Clemente’nin katkılarını görüyorduk ama söylememiştik bu şarkıda söylemenin vakti geldi.Hiç durmak bilmeyen davul ataklarıyla davulculara adeta davul dersi veriyor. Şarkının içindeki hızlı gitar sololarını da unutmamak gerekir,aradan kaçıyor ama olsun. Aradan kaçmasının sebebi de Louie’nin hızlı davul ataklarıdır.
Hypnosis,yine alex skolnick ve eric peterson ustalarımızın eşsiz parçasına geliyoruz.Parça enstürümantel bir özellik taşımaktadır . Parçanın enstürümantel olmasının haricinde parça’da gökyüzünden gelen gürültülere şahit olacaksınız.Bu da dinlerken en çok dikkat edeceğiniz özellik olacaktır. En azından ben çok dikkat ettim.
Tekrardan hız ,agresiflik,nefret duygularını barındıran bir şarkıya geçiyoruz.Hızlı sololar bu şarkıda da dikkatimizi çekiyor. Bu adam neden bu kadar hırçın dedirtiyor bu şarkı. Hız,öfke,nefret , thrash metal’e ait ne ararsanız bu şarkıda var . Şarkının sözleri ise çok korkutucudur. Zaten Chuck’ta performansıyla bize bunu gösteriyor.
A Day of Reckoning, Yine favorisi olduğum parçalarından birine geldik. Davulcu performansıyla adeta bizleri coşturuyor. Chuck,her zaman ki gibi hızlı vokaliyle bizi delirtmeye devam ediyor. Şarkıda alex’in attığı sololara da dikkat edin. Testament dinlemeyen bir adam bile alex denen gitar ustasına saygı duyar.Çünkü o gitar virtüözleri arasında saygı duyulacak kişilerden biridir. Liriklere gelirsek, lirikler haksızlıklara karşı bir tepki niteliğindedir. Yine bu sözler Chuck gibi usta bir vokalden geliyor. Bestelerinde de ne kadar önemli biri olduğunu bizlere gösteriyor.
Albümde bir şarkı vardır ki Aerosmith gibi önemli grup tarafından coverlanmıştır.Bu da Aerosmith’in testament’e saygıda bulunduğunu gösteriyor. İşte bu şarkı Nobody's Fault şarkısıdır. Mesela bir into the pit şarkısına göre yumuşak kalıyor.Bu şarkının aerosmith versiyonunu da dinlemenizi öneririm. O bunun daha da yumuşağı zaten aerosmith’i tanıyanlar bilir.
Eerie Inhabitants,bu şarkıda hız bakımından her türlü kendini aşmış. Özellikle Chuck vokalleri bir aslanın kükremesi gibi kulağımıza geliyor. Şarkının girişindeki sessizliğe dikkat edin,gök gürlemesi sesi sizi karanlığa doğru sürüklüyor. Chuck,nefret dolu vokaliyle bizlere gerçekleri anlatıyor.Kaos dolu bir dünya, Öfke ve nefret.Sefalet ve yoksulluk içinde yaşayan insanlar.Buna en basit örnek afrika’da açlık uğruna mücadele eden insanları örnek verebiliriz..Ordaki insanlar bir dilim ekmeğe muhtaçlardır. İşte böyle bir dünya.Sesini duyan kim acaba ,bu soruların hepsinin cevabı bu şarkıda saklı.
Disciples Of The Watch,Şarkının çok sakin bir girişi var. Şarkıya aldanıpta testament bu şarkı ne böyle hardrock gruplarına benziyor demeyin.Sonradan bir hızlanıyor ki testament’i tutabilene aşk olsun. Bu nasıl hızdır be kardeşim.İşte thrash budur dedirtiyor.Hız,agresiflik,öfke ve testament . Davulcu ise kendini aşmıştır.Şarkıda dini sözler yer almaktadır.
The New Older,Albüme ismini veren şarkıya geçiyoruz.Şarkı bildiğimiz o klasik alex skolnick sololarıyla açılıyor. Hatta bu şarkının videosunu izlerseniz,alex’e ne kadar övgü var görürsünüz. Liriklerde dünyadaki sorunlar dile getirilmiştir.
Eğer hala bu albümü dinlemediyseniz çok şey kaçırmışınız demektir.
HAZIRLAYAN:Cem Kurtuluş
Devamını okuyun...>>

Sene 1984, ortalık Metal müzik gruplarının albümleriyle kavruluyor aralardan savatage gibi grup çıkıyor .Bu grup başlarda demolar yayınlıyor ve sonra kendini aşan albümlerle o döneme damgasını vuruyor. Savatage sıradan bir grup değil onlar okyanusun derinliklerinden gelmiş bir grup. Savatage ,böyle olacağını bundan önceki sirens albümünde gösteriyordu.Ve bombayı patlatıp The Dungeons are Calling gibi bomba albümü piyasaya sundular
.Bu albüm daha önce sirens albümünde olduğu gibi bağımsız plak şirketi Combat Records tarafından çıkarıldı. Dediğim gibi metal müzik grupları albümlerini çatır çatır çıkarıyordu,Grup 80’lere damgasını vurdu demiştik , özellikle bu albümde thrash metal sound’u çok ağır basıyor.Bunu dinlediğinizde daha iyi anlıyorsunuz.
Şarkı Listesi
1. "The Dungeons Are Calling" – 4:53
2. "By the Grace of the Witch" – 3:13
3. "Visions" – 3:01
4. "Midas Knight" – 4:21
5. "City Beneath the Surface" – 5:49
6. "The Whip" – 3:27
Bazı şarkıları dinlerken üşüdüğünüzü hissedeceksiniz ama aniden şok etkisiyle ısınmaya başlayacaksınız. İşte bu savatage’in hissettirdiği bir şey olsa gerek. Özellikle albüme ismini veren şarkıda bunu hissedeceksiniz.
Yavaş yavaş şarkıya gitarın sesleriyle giriliyor,üşüdüğünüzü gerçekten hissediyorsunuz. Şarkı yavaş yavaş giderken aniden hızlanıyor bu da savatage’in herhalde ne kadar hızlı bir müzik yaptığını gösteriyor. Özellikle Jon’un nefret dolu vokali bizlere bir şeyleri anlatır gibi. Şarkının yapımında Jon Oliva, Criss Oliva, Keith Collins bu üç kişinin ismi geçmektedir. Şarkıyı dinlerken Bildiğiniz savatage ruhunu hissediyorsunuz.
Albümde favorisi olduğum By The Grace Of The Witch parçasına geçiyoruz. Özellikle do you feel you're captured by the grace of the witch bu kısımları söylerken kendimizden geçiyoruz.Şarkıya Criss’in katkısını söylememek olmaz,o da cezbeden gitar sololarıyla bizleri kendinden geçiriyor. Bu şarkıyı thrash metal gruplarındaki şarkılara benzetiyorum.İnto the pit şarkısı bunun için örnek gösterilebilir.
Özellikle Witch diyince insanın heryeri titriyor. İnsana cesaret veriyor desem yanılmam herhalde.Şarkının sözleri ise çok korkutucu olsa gerek.Bizi savatage lirikleriyle de etkilemeyi başarıyor.Bazen karanlıkta tek başınıza kalmışınızdır bunu yaşamışınızdır ve kendinizi farklı bir yerde hissetmişinizdir. İşte orda ‘’Witch diye attığı çığlıklar’’korku’nun belirtileridir. İblisler beyninizde dolaşıyor,neye karar vereceğinizi bilemiyorsunuzdur. İşte bu şarkı buna işarettir.
Visions şarkısındaki girişe dikkat edin. Sonra şarkı davul vuruşlarıyla hızlanmış halini alıyor ve jon,o isyankar sesiyle şarkıya giriyor. Liriklerde şeytan’ın ismi geçiyor,bu aslında hiç şaşırtıcı değil her insanın içinde ne de olsa şeytan yok mu
Ayrıca şarkıda Sodom ismi geçmektedir. Bilmeyenler için ek bilgi orada sodom yerinden bahsediyor. Sodom isminin kutsal kitaplarda ismi geçmektedir. kasabasının halkı , tavizsiz tanrı tanımazlıklariyla ve dejenere olmus, bedeni zevklere olan düskünlükleriyle tanrıyı kizdiran topluluktur. İşte sodom kitaplarda böyle geçiyor.Şarkıda da sodom’un bir yer olduğunu belirtmiş. Ama ateşin gölgesinde ,cehenemin içinde olan bir yer. Bir şehir,yukarda anlattığım gibi bazı kutsal kitaplar tarafından tanrı tarafından lanetlenen iki şehirden biri Sodom’dur.
Hikayesi sadece bunun la sınırlı değil, uzun anlatmak yerine araştırmanızı öneririm.Eminim çok şey öğreneceksiniz.
Biraz gerçekçi hikayelerden bahsettikten sonra Midas knight gibi önemli bir şarkıya geliyoruz.Şarkının girişi sessiz sedasız ama sonradan çığlıklar yükselmeye başlıyor. Şarkıda eminim en çok dikkat edeceğiniz şey Jon’un çığlıkları olacaktır. O çığlıkları duyunca Sirens albümü de aklınıza gelebilir. Bu çığlıklarda neyin nesidir gibi tepki verebilirsiniz.Şarkıda epik sözler üstünde durulmuştur.Ben bu şarkının Frigya Kralı Kral Midas’la ilgili olduğunu düşünüyorum. Şarkının en etkileyici kısımlarıda bence burasıdır.
standing alone
facing the world
bright crimson banner
he unfurls
trespassing force
soul armored in black
soldiers of Satan
on the attack
a pass of his lance
a slash of his sword
go to your knees
must bow to the Lord
Yine sessizlik uğultusuyla başlayan bir şarkı. City Beneath The Surface şarkısına geçtik,yumuşak davul tonlarıyla şarkımız yine başlıyor sonra o içimizi cezbeden gitar seslerini duyuyoruz.Ve şarkı hareketleniyor ,ve Jon’un o intikam çığlıkları içimize işliyor.Hi Welcome to hell sözü ile mükemmel bir giriş yapıyor. Başlangıçta bu Venom mu gibi bir tepki verebilirsiniz.Hatırlarsınız Venom bunu konularında çok sıklıkla işler.Özellikle son albümünde Venom’un albümü Hell idi.Her neyse Venom’u bırakalım. Jon Vokaliyle gerçekten bizi parçalıyor.Bu şarkıya sadece Jon Oliva ve Criss Oliva’in katkısı yok ,davulcuyu bu noktada unutmamalıyız.Davul vuruşları insanın içinde bir volkan patlaması oluşturuyor.Ve o hızlı gitar rifflerini criss’den duyuyoruz,Jon’un vokaliyle birleşince ortaya mükemmel bir şarkı çıkıyor.
Cehennem , bu kelimeyi ilk kimden duydunuz Ben Venom’dan duydum ,çünkü onlar Cehenemden gelme bir gruptu,bu sürekliliği devam ettirecek grup ise Savatage idi.Ve bunu gerçekleştirdiler. Şarkının liriklerinde o korkulu havayı hissedeceksiniz.Şarkının başlarından sonuna doğru,içimizde bir korku oluşuyor. Sadece bir soru Sizi Cehennemde karşılayacak ilk kimdir sorusunun cevabı bu şarkıda saklı. İşte o yüzden bu şarkıyı dinleyin.
Lirikler ise kötülükler,günahlar,tecavüzlerin olduğu cehennemle ilgilidir.
The Whip şarkısına geçiyoruz bu şarkıda başlardaki gitar sesleriyle harekete geçiyoruz.Şarkının hızlı gitar riffleri,jon’un hızlı vokali ne demeliyim bilmiyorum.Herhalde tek olumsuz tarafı erotik sözler içermesidir.
down-down on your knees
give a kiss and a squeeze
yea-like you to open wide
baby baby gonna come inside, yeah yeah
Bu sözlerden bir anlam çıkarabilirsiniz.
İşte son şarkıya geldik bu şarkı ballad niteliğinde bir şarkıdır. Etkileyici,duygusal,insanın yüreğine dokunan bir şarkıdır. Şarkı Aşk’ı için savaşan birini anlatmaktadır.Duygusal anlarınızda belki güçsüz kalmışınızdır,savaşma isteğiniz yoktur.Belki bu şarkı size iyi gelebilir.
Not: 1994 yılında albüme bonus olarak 2 şarkı eklenmiştir.Bunlardan biri Sirens’in Live versiyonu diğeri Fighting For Your Love şarkısıdır.
2002 Silver Anniversary sürümünden de 4 parça eklenmiştir. Metalhead, Before I Hang, Stranger in the Dark,Hidden track gibi parçalar yer almaktadır.
Hazırlayan:Cem Kurtuluş
Devamını okuyun...>>

Survivor grubu yola devam ediyor. Bundan 3 yıl önce yani 2006 yılında Reach albümüyla geri döndüler. Albümün kötü olduğunu düşünmüyorum. Albümde aor ruhunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Hayranlar belki yaşlanmış diyebilir,ama bu adamlar yola devam ediyor,hem de hiçbir sınır tanımadan. Jimi Jamison yine muhteşem performansıyla bizlere parmak ısırtıyor.Ama sonra bilinmeyen nedenlerden dolayı grubu bıraktı. Albüm Frontiers Records etiketi altında çıkmıştır. Bu şirket zamanında Jim peterik ve journey gibi gruplara yardımcı olmuştur. Albümde ilk şarkı olan Reach’ı dinlediğinizde adeta dumur olacaksınız,adamlar nasıl bir albüm yapmışlar beklentisi içine girebilirsiniz.
1. "Reach" - 4:42
2. "Fire Makes Steel" - 5:12
3. "Nevertheless" - 4:03
4. "Seconds Away" - 4:33
5. "One More Change" - 5:02
6. "Gimme the Word" - 3:42
7. "Rhythm of Your Heart" - 3:59
8. "I Don't" - 4:29
9. "Half on My Heart" - 5:24
10. "Talkin' Bout Love" - 4:11
11. "Don't Give Up" - 3:52
12. "Home" - 4:44
Survivor şarkıları genellikle insana huzur verir,biri Journey biri Survivor.Bu iki grup insanı kendinden geçirir. Journey’de steve perry ,survivor’da jimi jamison. Bu iki vokal,vokal olarak kendini aşmıştır bence.
Jimi Jamison vokalinin ne kadar kaliteli olduğunu biliyoruz zaten,birazda Frankie’nin sesinden şarkıyı dinleyelim.Eminim biraz iyi gelecektir. Jimi kadar olmasa da yine de idare eder.Bunu başarması bile çok büyük bir şey. Sonuçta grubun ayrılmayan nadir kişilerinden biri.
Fire Makes steel şarkısındaki girişlere dikkat edin.Hoş bir girişle şarkı bizi havasına sokuyor.Jimi Jamison yine o harika vokalini bizlere gösteriyor. Gitarlar susmuyor tabi.
Survivor olur da ballad olmaz mı arkadaş işte bu second away şarkısı tam bir ballad niteliğindedir. Jimi Jamison,o huzur verici sesiyle bizi kendine çekiyor ve bizi farklı diyarlara karşı yolculuğa çıkarıyor. Bu adamın ses rengi bir farklı diyorum ,ama kimseye inandıramıyorum.Çok hassas bir sesi var gerçekten. Gitarlara ne demeli bilemiyorum,şarkının durduğu anda o sololara ne demeliyim bilmiyorum.Kelimeler bile o sololar karşısında yetersiz kalıyor.
Second Away ayarında bir şarkı daha geliyor hazır olun. One More Change,bu da insanın içini rahatlatan bir şarkı.Sakin,huzur verici,rahatlatıcı.Sanki tam bir yolculuk şarkısı. Bu da albümde second away ile birlikte sevdiğim şarkılardan biridir. Çünkü insanın içini rahatlatıyor.Kötü bir zamanında,yorgun olduğun bir zamanda dinlerseniz eminim daha faydalı olacaktır.Jimi Jamison ise bize grup için ne kadar önemli olduğunu bu şarkıda gösteriyor. Şarkı ancak bu kadar içten söylenebilir. Keşke bırakmasaydın grubu Jimi Jamison. Ama olacağı varmış olmuş.
Gimmie the Word,Yine Jimi bizi harika vokalleriyle mest ediyor.Her ne kadar second away kadar sevmesemde yine de dinlenmesi gereken şarkılardan biridir.2.27’de gelen gitarlar ise bizi kendimizden alıyor. Bir ara şarkıyı Jimi söylerken arkadan back vokal gibi destek geliyor.Bu da şarkının ayrı bir güzelliği.
The Rythm Of Your Heart,Bu şarkıda ballad özelliği taşımaktadır.Yine eski Survivor şarkılarında olduğu gibi rahatlatıcı,huzur verici. İlk 3 hazırlasaydım herhalde. Second Away,the rythm of your heart ,One More Change şarkılarını koyardım.Söylediğim şarkıların hepsi duygu bakımından çok zengin. I dont şarkısına nedense fazla ısınamadım ama bunun telafisini half on my heart gibi harika şarkıyla kapatıyorum.
Güzel bir girişle bizleri karşılıyor Survivor,sanki şarkı müzikal olarak bize bir terk edişi hatırlatıyor.Şarkı hem sessiz,hem sakin,hem huzur verici. Günümüzde hala böyle şarkılar yapılıyor mu bilmiyorum. Bu şarkı da benim gözümde second away şarkısı kadar değerlidir.
Yine güzel bir girişe sahip olan bir şarkıya geçiyoruz.Bu şarkının adı Talkin' Bout Love. Frankie’ye yine iş düşüyor ve görevini layıkiyle yerine getiriyor ne diyim.Bu adam hem gitarist hem vokal yeteneği var .Gerçek bir müzisyen desek yanılmayız herhalde.
Şarkıların arkası kesilmiyor. Yine rahatlatıcı ve o harika sesiyle jimi jamison geliyor. Herhalde şarkının anlamı bırakmıyorum,artık gerisini siz düşünün.
Albümü nerden bulursanız bulun,ama dinleyin.Survivor Budur,Aor Budur.
Hazırlayan:Cem Kurtuluş
Devamını okuyun...>>